ÇALIŞMA YAŞAMININ GÜNDEMİ ÇOK YÜKLÜ
Kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri, sendikal yasaların (2821 ve 2822) değişimi, başta kıdem tazminatı olmak üzere işçi sınıfı ve sendikacılık hareketinin kazanılmış bir kısım haklarına yönelik girişimler, çalışma hayatında esnekliğin yaygınlaştırılmaya çalışılması ve özellikle de hükümetin bu doğrultudaki düzenlemeleri çalışma yaşamı gündeminin en sorunlu başlıkları.
Gündemdeki Konulardan Birisi Kıdem Tazminatı Fonu
Kıdem tazminatı işçi sınıfı ve sendikacılık hareketinin en temel kazanımlarından birisidir. Kıdem tazminatı hakkını kısmaya, etkisizleştirmeye yönelik girişimler yıllardır gündemde tutuluyor. 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı yasanın 6. Maddesi ile kurulması öngörülen kıdem tazminatı fonu kıdem tazminatı hakkını etkisizleştirmeye yönelik bir girişimdir ve bu tarihten beri işverenler tarafından sürekli gündemde tutulmaktadır. En son hükümetin programına da girmiştir ve bunu fırsat bilen işveren çevreleri de konuyu yeniden ısıtmaya, hükümeti bu konuda hemen harekete geçirmeye çalışmaktadır.
Kıdem tazminatı fonunu işveren ve hükümet kıdem tazminatı hakkını güvence altına alma amacı ile savunmaktadır. Aslında kıdem tazminatı fonu işçiyi işten çıkarmada işverene mali yük getirmeme güvencesi getirmektedir. İşverenlerin amacı, kıdem tazminatı yükünden kurtulmaktır. İşçiyi işten çıkartırken ve özellikle toplu işten çıkarmalarda kıdem tazminatı gibi bir engelden kurtulmaktır. Dolayısıyla işçi cephesinden bakıldığında bir iş güvencesi biçiminin ortadan kaldırılmasıdır. İşsiz günlerinde kendisine geçim güvencesi olacak bir gelirin ortadan kaldırılmasıdır. Kaldı ki, kıdem tazminatının bu işlevlerden öte bir sosyal anlamı ve işlevi vardır. Kıdem tazminatı işçi sınıfı ve sendikacılık hareketin hak savunmasında bir Çanakkale'dir. Kıdem tazminatı fonuna geçit verilmemelidir.
12 Eylül döneminde bile bu hakkın özüne dokunulamamıştır. Sadece tavan getirilmiştir. Bugün darbe döneminde yapılamayan yapılmaya çalışılmaktadır.
Kıdem tazminatı fonu veya başka bir düzenleme adı altında kıdem tazminatı hakkını kısmaya, etkisizleştirmeye, ortadan kaldırmaya yönelik girişimleri genel grev nedeni sayılacağına ilişkin Türk-İş Genel Kurul kararı vardır. Türk-İş, kıdem tazminatı hakkını ne kadar önemsediğini ve bu hakkı savunmada ne kadar kararlı olduğunu bu kararıyla net bir biçimde ortaya koymuştur.
Bugün de Türk-İş'in genel başkanı ve yönetim kurulu yaptığı açıklamalarda bu iradenin arkasında olduklarını ortaya koymuşlardır. Biz de Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak kıdem tazminatı hakkına yönelik girişimlere karşı genel grev dahil, bütün demokratik mücadele yöntemleri ile sonuna kadar, kararlı bir biçimde karşı konulması görüşünde ve kararlılığındayız.
Sevgili Maden İşçileri;
Bu satırlar yazılırken henüz kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde çerçeve anlaşması imzalanmamıştı. Biliyorsunuz çerçeve anlaşmasının ardından tek tek sendikalar olarak kamu işveren sendikalarıyla oturup toplu iş sözleşmesi müzakeresini tamamlayacağız.Biz Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak çerçeve anlaşmasının imzalanmasının ardından, örgütlü olduğumuz kamu işletmelerinde çalışan üyemiz maden işçilerinin toplu iş sözleşmelerinin müzakeresine devam edeceğiz.
Biz yönetim kurulu olarak, dünyanın en zor iş kollarından birisinde çalışan maden işçilerinin bu çalışma koşullarına denk düşen, hak ettikleri ücreti almaları için bütün gayretimiz ortaya koyuyoruz. Toplu iş sözleşmesi sürecindeki temel taleplerimizi ve süreci yön verecek temel unsurları şube yönetimlerimiz birlikte belirledik ve sürecin her aşamasında şube yönetimlerimiz, başkanlar kurulumuz ve yönetim kurulumuz görüş/bilgi paylaşarak ve bu paylaşım sonucu oluşan ortak karar ile yolumuzu belirliyoruz. Amacımız, maden işçisinin iş riskine ve çalışma koşullarının zorluğuna paralel bir ücret almasıdır. Bu konudaki haklı taleplerimizi yapıcı bir diyalog kurma çabası içinde olduğumuz örgütlü olduğumuz kamu işletmelerinin yönetimlerine ve kamu işveren sendikası yetkililerine gerekçeleriyle aktardık. Haklı taleplerimize olumlu yaklaşmalarını istedik. Olumlu yaklaşım beklentisi ve umudu içindeyiz.
Ama şu da bilinmelidir ki, Türkiye Maden İşçileri Sendikası yönetimi olarak, gerektiği zaman, maden işçisinin örgütlü gücünü, haklı taleplerimiz için demokratik ve meşru zeminlerde harekete geçirmekten de asla kaçınmayız.
Ama barışçı, yapıcı yaklaşımlarımıza, haklı ve meşru taleplerimize olumlu tepkiler alacağımız inancı ve beklentisi içindeyiz.
Maden işçisinin emeğinin karşılığını alacağı bir toplu iş sözleşmesi dileğiyle, bütün maden emekçilerine kazasız günler diliyorum.