EĞİTİM POLİTİKALARI
SENDİKAMIZIN SENDİKAL EĞİTİME YAKLAŞIMI
Temel amaçları üyelerinin ekonomik, sosyal, demokratik hak ve çıkarlarını korumak, geliştirmek olan sendikaların en temel faaliyetleri de eğitim, örgütlenme ve toplu sözleşme faaliyetleri olarak sıralanabilir. Eğitim faaliyetlerinin temel amacı da, çok geniş bir perspektiften "işçi sınıfı bazında ortak bir yaşam ve davranış kültürü oluşturmaya yönelik her türlü etkinlik" olarak tanımlanabilir. Bu tanımlamayı daha dar bir perspektiften alırsak, sendikal eğitimi "işçileri, sınıfın ortak çıkarları, sendikanın buna bağlı olarak temel hedefleri ve amaçlan doğrultusunda rasyonel düşünme ve davranmanın yollarını açmaya yönelik bilgi ve bilgi edinme yollarını aktarmaya yönelik etkinlikler" olarak tanımlayabiliriz.
Bu bağlamda bakıldığı zaman amaç ve içerik açısından sendikal eğitimi iki temel kategori içinde değerlendirebiliriz: İlk kategori başlangıçta belirttiğimiz geniş perspektiften, işçi sınıfı kültürü oluşturmaya yönelik etkinliklerdir. Yani, işçi sınıfı bilincini geliştiren, işçinin dünyaya bir işçi olmanın bilinci ile bakmasının yollarını açan, ekonomik, sosyal, siyasal alanlarda dünyada ve ülkemizde ortaya çıkan gelişmeler hakkında özellikle işçi sınıfı ve sendikal hareketi ilgilendiren boyutuyla bilgilenmesini sağlayan ve dolayısıyla bakış açısını genişleten eğitim etkinlikleridir. İkinci kategori ise sendikal faaliyetlere ve soruna odaklı eğitim faaliyetleridir.
Türkiye'de genel olarak sendikal eğitim belirttiğimiz ikinci kategori çerçevesinde yapılmakta ve eğitim etkinliklerinin yöntem ve konulan, içeriği bu çerçevede belirlenmektedir. Yani, genelde güncel sorunlara ve sendikanın planladığı faaliyetlere odaklı bir eğitim etkinliği içeriklendirilmesi yapılmaktadır.
Bu durumun temel nedeni, ilk olarak Türkiye'de son yıllarda sendikal faaliyetlerin ana ekseninin etkisel olmaktan daha çok tepkisel olmasıdır. Yani, sendikal faaliyet, olağan ve sürekli yapılması gerekenlerin dışında (toplu sözleşme, örgütlenme gibi) genellikle dışarıdan dayatılmaya çalışılan ve sorun teşkil eden uygulama ve politikalara karşı tepkisel nitelikteki etkinliklerle ortaya çıkmaktadır. Bu durumu, sendikal hareketin bir eksiği olarak yorumlamamak, bunun yerine, tarihsel bir bağlamda ülkenin ve işçi sınıfı hareketinin özgün özelliklerinin ve özellikle son yıllarda işçi sınıfı ve sendikacılık hareketine karşı yönelen yoğun yeni liberal nitelikli saldırılara karşı koymanın, sendikal hareketin mücadelesinin ve faaliyetlerinin temel niteliğini belirlemesinin etkilerini de görmek gerekmektedir.
Sendikal eğitimin amaç olmasa da, işlevsel bir sonucu da, sendika içi iletişim kanallarını açması, sendika içi demokratik süreçlerin gelişmesine katkıda bulunmasıdır. Genelde mevcut yasaların yapılandırdığı biçimiyle dikey bir işletişimin ister istemez büyük ölçüde egemen olduğu sendikal süreçlerde, sendikal eğitim ve özellikle yüzyüze eğitim çalışmaları sendika içi iletişimde yatay iletişimin ağırlığını artırır, dolayısıyla sendika için demokrasiye katkıda bulunur. Dikey iletişim, hiyerarşik yapıya dayalı bir iletişimdir. Mevcut yasalarla biçimlendirilen sendikal yapıda da dikey iletişim hakim kılınmak istenmiştir.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak sendikal eğitime böyle bir perspektiften yaklaşarak, dikey iletişimin ağırlığını yatay iletişime dönüştürerek, sendika eğitimimizin içeriğini bu çerçevede biçimlendirmeye çalışıyoruz. Sendika olarak, yüzyüze olmayan eğitim biçimlerinden daha çok, ağırlıkla, katılımcılığı da teşvik eden, işçinin sendikanın temel politikalarına ve faaliyetlerine ilişkin görüş ve düşüncelerinin katkılarının sağlandığı yüzyüze eğitim biçimlerini sendika eğitimimizde tercih ediyoruz.