Genel Başkanımız Akçul MİSGEP Toplantısında Konuşma Yaptı
HABER / DUYURU

Genel Başkanımız Akçul MİSGEP Toplantısında Konuşma Yaptı

Türkiye Maden İş Sendikası -

Türkiye ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Madencilikte İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi'nin kapanış toplantısı, Ankara'da yapıldı. Genel Başkanımız Nurettin Akçul'un da konuşmacı olarak katıldığı toplantıya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu temsilcileri, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Fatih Bilal Alodalı, KİAŞ'ta çalışan üyemiz madenciler, çok sayıda çalışan, işveren, üniversitelerin ve mesleki ve teknik liselerin ilgili bölümlerinde okuyan öğrenci, mesleki ve teknik liselerin maden teknolojileri alanında çalışan branş öğretmenleri, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü çalışanları ve ilgili paydaşlar katıldı.
Toplantıda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Milli Maden Mücadelesi ile Türkiye'yi madenler alanında net ihracatçı konuma getirmeyi hedeflediklerini belirterek 'Petrol ve doğal gazda olduğu gibi madenlerimizi de önce insan, sonra çevre sonra katma değerli madencilik anlayışı ile ekonomiye kazandıracağız.' dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise konuşmasında: 'Maden işçilerimizin güvenliği ve refahı bizim için her şeyden daha önemlidir. Dolayısıyla tek bir çalışanımızın dahi; icra ettiği mesleğin risklerinden etkilenmediği, can ve sağlık tehlikesi yaşamadığı bir çalışma hayatı hepimizin asıl hedefi ve ortak arzusudur. Evlatlarına, ailelerine helal lokma yedirmenin mücadelesini veren maden işçilerimizin, her gün madenlere; 'selametle' girip 'selametle' çıkması en büyük temennimiz' dedi.
Genel Başkanımız Nurettin Akçul yaptığı konuşmada, madencilik işkolunda sendikaların varlığının avantajlarından bahsetti. Genel Başkanımız Akçul şöyle konuştu: '

Bizler dünyanın en zor ve en tehlikeli iş kolu olan madencilik alanında örgütlü bir sendikayız. Dolayısıyla madencilik sektörü dediğimizde insanların aklına hep iş kazası, göçük, grizu patlaması, meslek hastalığı, ölüm gibi olumsuzluklar geliyor. Biz artık bu olumsuzluklarla anılmak istemiyoruz ve bunun için üstün bir çaba sarf ediyoruz.

İş kazaları, ülkemizin ciddi bir sorunu ve kanayan yarası. Her işin kendine özgü riskleri ve zorlukları var, bu asla inkar edilemez ama Maden işyerleri, kendine özgü çalışma şartları ve tehlikelerinden dolayı şüphesiz en zor şartlara sahip bir işkolu olduğu gibi, İSG açısından da , kendi içinde riskleri en fazla barındıran bir sektör.

Özellikle yerin altında üretim yapmak kendi başına bir risk. Doğanın dengesiyle ve hafızasıyla oynuyorsunuz.
Dünyanın hışmıyla karşı karşıyasınız. Her saniye, beklenmedik olağan dışılıklara açık ve sürprizlerle dolu.

Bütün önlemler alınmış , bütün riskler hesap edilmiş dahi olsa, işçilerin de attıkları her adımı adeta saymaları gerekiyor.

Bunun içindir ki, tüm çalışanların kendi aralarındaki dayanışma ve koordinasyonları da süreklilik arz etmelidir.

Değerli katılımcılar

Birçok konuda olduğu gibi, iş güvenliği ve sağlığı alanında, ilgili tüm tarafların samimiyetine ihtiyaç var.

Kimsenin, kaybedilecek tek bir cana dahi, tahammülü yok. Vicdan sızlatan kazaların son bulması tamamen bizlerin omuzundaki, vicdani ve insani bir borç.
Hep söylediğimiz bir şey var. Kamu, işveren, sendikalar, meslek odaları, bu alanda bilim üreten akademisyenler, el birliği, gönül birliği yapmalıdır ve herkes taşın altına elini koymalıdır.



Değerli katılımcılar,

İş kazaları ve meslek hastalıklarının son bulması; işçi sağlığı ve iş güvenliğinin en doğru şekilde uygulanmasıyla sağlanabilir.
Sendikaların da burada görev ve sorumlulukları oldukça fazladır.
Zira sendikalar, gerek örgütlendikleri işyerlerindeki işbirliği ve dayanışma güçleri, gerek bir stk olarak toplumu harekete geçirme kabiliyetleri sebebiyle, İSG uygulamalarının yerleşmesine katkı anlamında ciddi bir potansiyel barındırmaktadır.
İşçi sendikaları kendi içinden doğmuş, kendi kendisinin sözcüsü olarak, üyelerinin çıkarlarını savunmak adına ortaya çıkmış kurumsal yapılardır. Her sektörde önemli olsa da, dünyanın en zor ve en tehlikeli işini yapan madencilik işkolunda, sendikalaşma kaçınılmaz bir zorunluluktur. Çalışanların çalışma koşullarını iyileştirmek, üyelerin en güvenli ve en sağlıklı şartlarda çalışmasını sağlamak yine sendikaların en büyük sorumluluklarından birisidir.
Bildiğiniz üzere İSG kurullarında sendika temsilcileri de yer alır ve bu temsilciler çalışanların endişelerini bir çalışan gözüyle dile getirir, öngörülerini paylaşır. Bu görüşlere göre de tedbirler ve önlemler alınarak İSG uygulamalarına olumlu katkıda bulunurlar.
Üyelerimizin çalışma koşullarını ve ücretlerini iyileştirmek, onların daha iyi çalışma koşullarına sahip olmalarını sağlamak yine önemli misyonlarımızdan ve katkılarımızdandır.
Sendikalar; çalışanların sesini işverenlere duyurmada ve aradaki ilişkileri geliştirmede, işyerinde iş barışını sağlayan ve dolayısıyla bazen de paratoner işlevi gören yapılardır. Sendikalar çalışma koşullarından kaynaklanan iş stresini regüle eden misyonuyla, İş barışını sağlama işlevini de görmektedir. İş barışının sağlanması da , üretimi olumlu yönde etkileyen en önemli unsurdur.
İş barışı, üretime katkı sağlar. Üretim odaklı bir sendikal anlayışı canlı tutmak ve ileriye taşımak da olmazsa olmazımızdır.
Değerli Katılımcılar,
Yine sendikalar, İşçilerin TİS görüşmelerine, iş yerindeki karar alma süreçlerine ve diğer önemli meselelere katılımlarına aracı olurlar. Ayrıca üyelerini eğitmek ve geliştirmek için çeşitli eğitim programları düzenleyen sendikalar, çalışanların mesleki becerilerini artırmaya yönelik çaba da sarf eder.
Biz Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak bu bilinçle yola çıkıp eğitimlerimizi tamamen bu yönde sürdürmekteyiz. Bu kapsamda madencilik sektöründe sendikaların rolünün azımsanmayacak kadar büyük ve önemli olduğunu düşünüyoruz.

Değerli Katılımcılar,

66 yıllık kurumsal yapısıyla Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak madenleri insana yakışır işyerleri yapmak için çabalıyor ve bu yolda yıllardır çalışıyoruz. Özellikle İSG kültürünün yerleştirilip yaygınlaşması konusunda bizim üstümüze düşen sorumluluğu en iyi şekilde yürütme çabamız, sıfır iş kazası, sıfır kayıp hedefini yakalayana kadar devam edecektir.

Sendikaların, özellikle madenlerde örgütlü olma gerekliliği, insana yakışır çalışma ortamı ve güvenlik kültürünün gelişmesi için zorunludur.


Ailede başladığına ve toplumsal yaşamın her alanında farkındalığının yüksek olması gerektiğine inandığımız güvenlik kültürünün gelişip yerleşmesi için muhakkak her kesimin katkı ve katılımı gereklidir ama sendikaların işlevsel payı çok yüksektir.

Türkiye'de sendikalaşma, özellikle de maden işkolunda istenilen düzeyde değildir. Sendikalaşma maden işçisinin bir nevi hayat sigortasıdır.
Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı ve bir tane bile sendikasız maden işçisi kalmamalıdır.
Ülkemize sağladığımız katma değer, ekonomiye kazandırdığımız yüksek gelir, güvenli ve sağlıklı üretimle daha da artabilir.

Bu sadece maden işçisine değil, ülkemizin gelir ve üretimine de yapılmış bir yatırım olacaktır'.