YÖNETİCİ SEMİNERLERİ YAPILDI
Şube yöneticilerinin katıldığı yönetici seminerleri Kıbrıs'ta gerçekleştirildi. 19-29 Şubat 2008 tarihleri arasında iki devre halinde gerçekleştirilen seminerlerin birinci devresine genel merkez yönetiminden Genel Başkan H.Hüseyin Kayabaşı ile Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Levent Eşiyok katıldı.
Seminerlerin açış konuşması Genel Başkan H.Hüseyin Kayabaşı yaptı. Kayabaşı, Türkiye'de ekonomide yaşanan sıkıntıların ve büyüyen sorunların, ekonomi dışı gündemlerle gözden uzak tutulduğunu belirterek Sorunlar büyüyor, ekonominin kırılganlığı artıyor. İşsizlik, 10 milyon ile ifade ediliyor, yoksulluk sınırı altındaki nüfus azalmak bir yana artıyor. Hükümetin övünç kaynağı durumundaki ekonomik büyüme rakamları da yavaş yavaş durgunluk sinyalleri veriyor. Küresel ekonomiyle bütünleşmiş Türkiye ekonomisinin ABD'den başlayarak dünyaya yavaş yavaş yayılan durgunluktan az veya çok etkilenmemesi mümkün değildir. Hükümetin başörtüsü gibi sorunları ülkenin gündemini meşgul edecek biçimde ortaya getirmesi, ülkenin gerçek sorunlarının gözden ırak kalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle hükümetin bir an önce ülkemizin gerçek gündemine, ekonomi gündemine dönmesini bekliyoruz. Türkiye'nin bu kırılgan süreçte oyalanmaya ne zamanı ne de hakkı vardır dedi.
Kayabaşı, çalışma yaşamında sorunların azalmak bir yana sürekli arttığını belirterek İşverenlerin baskısıyla hükümet kıdem tazminatını gündemine alıyor. Türk-İş Genel Kurulu'nun kararı var: Kıdem tazminatını hakkını sınırlamaya ve etkisizleştirmeye yönelik girişimleri genel eylem-grev nedeni sayıyor. Bu konudaki kararlılık ortadadır. Ancak, kıdem tazminatı konusunda özel sektörde sorunların varlığı da göz ardı edilemez. Ne yazık ki, birçok özel sektör işletmesinde kıdem tazminatı konusu kağıt üzerinde kalan bir hak konumundadır. Bu sorunları da çözecek bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu da göz ardı edemeyiz dedi.
Genel Başkan Kayabaşı, konuşmasında sendikal örgütlenme sorunlarına da değinerek Sürekli kan kaybeden sendikacılık hareketinin en temel gündemi örgütlenmedir. Örgütlenmenin önünde ülkemizde çok büyük engeller var. Örgütlenmenin önünde yasal ve idari engeller var. Prosedür örgütlenmeyi engelleyici nitelik taşıyor. Yaygınlaşan taşeron sistemi de örgütlenmenin önündeki en önemli engellerden birisidir. Örgütlenme özgürlüğünün sağlanması için siyasal düzeyde gerekli mücadeleyi vermeliyiz. Ama, örgütlenme özgürlüğü sınırlı diye yoğun bir örgütlenme çabasını sarf etmekten de kaçınmamalıyız dedi.
Sendikacılık hareketinin parçalı yapısının da güç kaybına neden olan etkenlerden birisi olduğunu belirten Genel Başkan Kayabaşı, iş kollarının azaltılmasının, konfederatif düzeyden başlayarak sendikal bütünleşmelerin sağlanmasının parçalı yapıyı ortadan kaldırmada önemli bir adım olacağını söyledi.
Konuşmasında özelleştirme konusunu da değinen Genel Başkan H.Hüseyin Kayabaşı, özelleştirme konusunda sendikacılık hareketinin ''Özelleştirmeye Hayır? demekten öte bir alternatif strateji üretemediğini belirterek ''Gelinen noktada ne yazık ki, sadece hayır denilerek bir yere gidilemeyeceği ortaya çıkmıştır. Bu konuda sağlanamayan güç birliği ve stratejisizlik özelleştirme konusunda başarısızlığa itmiştir? dedi.
Genel Başkan Kayabaşı'dan sonra kürsüye Avukat Murat Özveri geldi. Özveri, 4847 sayılı yasanın uygulamaları çerçevesinde esneklik, alt işveren ve örgütlenme sorunlarını anlattı.Birinci devre seminerin ikinci gününde sendikamız Eğitim Müdürü Dr. Fikret Sazak ''Dünyada ve Türkiye'de Ekonomik Sosyal Gelişmeler Çerçevesinde Türkiye'de Çalışma Yaşamının Sorunları?nı anlattı.
Sazak konuşmasında çözümün sendikacılık hareketinin verili olan duruma alışmaya direnmesinden geçtiğini belirterek, ''Sendikalar içinde bulundukları ve kriz olarak nitelendirilen durumu dışsallaştırılmamalıdır? dedi.
Sazak'tan sonra Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman ''Türkiye'nin Ulusal Enerji Politikası İçinde Nükleer Enerjinin Yeri?ni anlattı.
Yarman konuşmasında nükleer santral konusunun ülkenin ulusal gündemi olmadığını bu konuda çıkar çevrelerinin bir dayatması olduğunu söyleyerek ''Türkiye'de tüm kamu işletmeleri ve enerji santralları özelleştirilirken, nükleer santralın kuruluşunu neden devlete üstlendirildiğini anlamak mümkün değildir? dedi.
Yarman, nükleer santralların kuruluşu kadar ömürlerini tamamladıklarında söküm ve ortadan kaldırılmalarının da önemli bir maliyet ve külfet getirdiğini belirterek ''Bugün Türkiye'de kurulmak istenen nükleer santralın sağlayacağı enerji, kurulu gücün 40'ta birisi kadardır. Bu konuda karar tabii ki siyasi iradenindir? dedi.
Yarman, Türkiye'nin nükleer enerji ile ileride nükleer silah teknolojisi sahibi olmasının yolunun açılacağı tezinin de doğruyu yansıtmadığını söyledi. Birinci devre seminerin kapanış konuşmasını Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Levent Eşiyok yaptı. Eşiyok, konuşmasına, yönetici seminerinin yapılması kararını alan sendika yönetim kuruluna ve seminerde sunuş yapan hocalara teşekkür ederek başladı. Eşiyok sendika olarak, sendikal eğitime önem verdiklerini ve bu yaklaşım çerçevesinde sistemli bir eğitim programı uyguladıklarını belirterek, ''Taban eğitim seminerlerimizi işyerlerimizde gerçekleştiriyoruz. Temsilci ve yönetici seminerlerimizi ise temsilci ve yöneticilerimizi bir yerde biraraya getirerek gerçekleştiriyoruz. Bu seminerler bizler açısından sadece seminerde yapılan sunuşların bilgilerin paylaşıldığı platformlar işlevi görmemektedir. Aynı zamanda sendika içi kaynaşma ve dayanışmanın en üst düzeye çıkmasına, sendikal sorunların tartışılmasına olanak sağlayan bir platform işlevi de görmektedir dedi. Eşiyok, sendika olarak eğitim etkinliklerini sistemli bir biçimde sürdürmeye devam edeceklerini söyledi. 26-29 Şubat tarihlerinde yapılan ikinci devre seminerin açış konuşmasını Genel Mali Sekreter İsmail Aslan yaptı. Aslan, gündemdeki özelleştirme uygulamalarına dikkat çekerek, hükümetin sendikamızın örgütlü bulunduğu termik santrallara kömür veren işletmeleri de özelleştirme niyetinde olduğunu belirtti. Aslan, Enerji Bakanının açıklamalarından ve hükümet programından, özelleştirme süreçlerini de kısa süre içinde tamamlama amacında olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Özelleştirme konusunda içtenlikli bir mücadele ortaya konulamadığını belirten İsmail Aslan ''Özelleştirmeye karşı, kazanımlarımıza yönelen girişimlere karşı meydanları doldurduk. Ama miting bitip meydanı terk edince her şeyi unuttuk. Eylemler, çoğu zaman bir saman alevi olmaktan öteye gidemedi. Son dönemlerde ne yazık ki, sendikacılık hareketi olarak mitingler de yapmıyoruz'' dedi. Aslan, sendikamızın bir şubesinin yöneticilerinin seminere katılmadıklarını hatırlatarak, bu katılamamaya yol açan etkenlerin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Aslan, dayanışma içinde, kararlı bir biçimde verilen bir mücadele ile özelleştirmenin önüne geçilebileceğinin geçmişte somut örneğinin verildiğini belirterek'' Afşin-Elbistan linyitleri ve termik santralının özelleştirilmesine karşı bölge halkıyla bütünleşerek kararlı mücadele ortaya konuldu. Kağıt üzerinde işletmenin özelleştirilmesi tamamlanmış olmasına karşın, deviri yapamadılar. Bugün yapılamayan bu devir konusunda işletmeyi alacak olan şirket ile Enerji Bakanlığı bir noktaya varmaya çalışıyor'' dedi. Aslandan sonra kürsüye Avukat Murat Özveri gelerek ''4847 Sayılı Yasanın Uygulamaları Çerçevesinde Esneklik, Altişveren Ve Örgütlenme Sorunları''nı anlattı. Seminerin ikinci günü ise sendikamız eğitim müdürü Dr. Fikret Sazak ile Prof. Dr. Tolga Yarman sunuş yaptılar. Birinci devre seminerde olduğu gibi ikinci devre seminerin kapanış konuşmasını da Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Levent Eşiyok yaptı. |