TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI KUMLU: İŞÇİLERİN SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE EDİLEMEZ
HABER / DUYURU

TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI KUMLU: İŞÇİLERİN SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE EDİLEMEZ

Türkiye Maden İş Sendikası -

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, 5 Kasım 2008 tarihinde konfederasyon genel merkezinde Türk-İş üyelerinin baskı yoluyla Hak-İş'e üye yapılmasına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Kumlu, siyasi destekli olarak yoğunlaşan bu girişimlere şiddetle tepki göstererek, Türk-İş'in Hak-İş'le bundan sonra hiçbir platformda bir araya gelmeyeceklerini söyledi

Genel Başkan Kumlu'nun yaptığı konuşma metni aşağıda yer almaktadır:

Değerli Basın Mensupları;
Bilindiği gibi, Hak-İş'e bağlı sendikalar son yıllarda özellikle TÜRK-İŞ'e bağlı sendikaların örgütlü bulunduğu işyerlerine yönelik örgütlenme faaliyetlerini Hükümet desteği ile yoğunlaştırmış bulunmaktadır.

İşin acı yanı, HAK-İŞ'e bağlı sendikaların girdiği iş yerlerinde işçilerimizin refah ve huzur bir yana, yıllarca süren bir kabusa mahkum edilmeleridir. Söz konusu işyerlerindeki işçiler, büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. Belediye İşçilerinin yaşadığı sıkıntılar ile orman işçilerinin 5 yıldır toplu iş sözleşmesinden mahrum kalması bu mağduriyetin en çarpıcı örneğidir.

İşçilerin sendika değiştirmeleri, sendika seçmeleri konusunda iki meselenin birbirinden ayrılması gerekmektedir. Birincisi işçinin özgür iradesiyle sendikasını değiştirmesidir. Bu bir insan hakkıdır. Anayasal haktır. İşçilerimizin sendika seçme hakkının korunması için bir gün mücadele etmek gerekirse bu mücadeleyi yine en ön saflarda TÜRK-İŞ verecektir.

İkincisi ise işveren-iktidar desteğiyle işçilerin sendika değiştirmeye zorlanmasıdır. Bu zorlama nasıl yapılmaktadır? Tabii ki devletin bürokrata verdiği tüm yetkileri, o bürokratın emeğinden başka hiç bir serveti olmayan işçi üzerinde kullanmasıyla yapılmaktadır. Yani, sürgün tehdidiyle, işçiyi çoluğuyla çocuğuyla perişan etme tehdidiyle, işçiyi hiç hak etmediği cezalara çarptırma tehdidiyle yapılmaktadır.

Sendikaların demokrasi içindeki yerini ve önemini bilen güçlü iktidarlar, yandaş işçi örgütü arayışına girmez.

Güçlü işçi örgütleri ise örgütlenme faaliyetlerinde iktidar desteğine minnet etmez. Onlar, güçlerinin iktidarla koydukları mesafe ile pekişeceğinin farkındalığı ile, iktidar yanaşmacılığı yapmayı varlık nedeninin reddi ve zul sayar. Onlar için doğru olan, her daim bağımsızlıklarını korumaktır. Çünkü doğruya doğru , yanlışa yanlış diyebilmelerinin ön koşulu tüm siyasi partilerle, eşit mesafede olabilmektir.

Kurulduğundan bu yana, işçiyle yaşadığı güven sorunu nedeniyle örgütlenme alanını genişletemeyen HAK-İŞ Konfederasyonu ile Konfederasyona bağlı sendikalar, AK Parti iktidarıyla birlikte TÜRK-İŞ'e bağlı sendikaların örgütlülüğündeki iş yerlerine göz dikmiştir.

Bunun iki amacı vardır. Birincisi, kendi öz gücüyle büyüyemeyen HAK-İŞ, siyaseten yakınlığı nedeniyle iktidar yardımıyla büyütülecektir. İkincisi, HAK-İŞ büyütülerek, TÜRK-İŞ küçültülecek, böylece ülkedeki önemli bir muhalefet odağı etkisiz hale getirilecektir. Yani esasen amaç örgütlülükten kaynaklanan gücün, yandaş hale getirilerek etkisizleştirilmesidir.

ÇAY-KUR'da ÖZ GIDA-İŞ'in örgütlenebilmesi için AK Parti Yerel Örgütlerinin, ÇAY-KUR bürokratlarının el ele vererek çalışması, varılmak istenen hedef için neler yapılabileceğinin en çarpıcı göstergesidir.

Evet, ÇAY-KUR'da iktidarın yerel tüm imkanları kullanılarak, işçilerin bir bölümü baskı ve zorla ÖZ GIDA-İŞ'e üye yaptırılmıştır. Ama çoğunluk hala TEK GIDA-İŞ Sendikamızdadır. Buna rağmen, bu kez de iktidarın daha üst düzeyde bir başka organı devreye girmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ÇAY-KUR Genel Müdürlüğü'nün 14 bine yakın işçisinin 9 bin 695'inin TEK GIDA-İŞ üyesi olduğuna ilişkin noter tasdikli resmi belgelerine rağmen, yetki tespitini ÖZ GIDA-İŞ lehine yapmıştır. Tüm resmi bilgi ve belgeler gayet açık ve net bir şekilde yetkili sendika olarak TEK-GIDA-İŞ'i gösterirken, tüm belge ve veriler Bakanlığın arşivlerinde her türlü ayrıntısı ile yer alırken, Bakanlık, hepsini yok saymış, görmemiş, işçi bildirimlerini kayıtlara geçmemiş, mevzuata uygun davranmayarak ÖZ GIDA-İŞ'i kayırmıştır.

Sendikamız, bu tespite itiraz etmiştir ve yargı elbette ki TEK GIDA-İŞ'e hakkını teslim edecektir. Ancak yıllar alacak bu süre içinde, olan işçimize olacaktır. Çay-Kur işçileri hukuki süreç tamamlanıncaya kadar toplu iş sözleşmesinden mahrum olacaktır. Üstelik, 2009 ulusal programında yer alan ÇAY-KUR özelleştirmesine engel olacak tek gücün, yani TEK GIDA-İŞ Sendikamızın da önü kesilmiş olacaktır.

TÜRK-İŞ, yandaş konfederasyon arayışındaki iktidarlara acımaktadır, çünkü, o gün geldiğinde, hiç bir iktidarı yandaş konfederasyonlar bile kurtaramaz. TÜRK-İŞ, sırtını iktidara dayayarak sendikacılık yapanlara da acımaktadır. Çünkü, iktidarlar gelip geçicidir. Bugün iktidarın gücüyle gelişip büyüyenler, yarın iktidar değiştiğinde ve taşlar yeniden yerli yerine oturduğunda, bugünkü hatalarının bedelini ağır bir şekilde ödeyecektir.

Ben sendikacılık hareketinde TÜRK-İŞ'ten üstün güç tanımıyorum. Bugün iktidar gücünü arkalarına alıp, üye işçilerimizi çalanlar, gaflet içindedir. Türkiye'nin ilinde ilçesinde mahallesinde köyünde var olan isim TÜRK-İŞ'tir. Bu isimden medet umanların sayısı milyonları bulmaktadır.

Değerli Basın mensupları, sendikalarımıza yapılan saldırılar karşısında bu güne kadar ağır başlı davrandık. Başbakan'a olanları anlattık, AK Parti'nin ÇAY-KUR'dan elini çekmesi için talimat vermesini istedik. Bakanlara anlattık, yerel örgüt yöneticileri ve bürokratlar nezdinde girişimlerimiz oldu?

Yetki tespitiyle ilgili olarak ortaya çıkan durum, hiç bir girişimimizin fayda etmediğini ve TÜRK-İŞ'e bağlı sendikaların iktidarın da isteğiyle sistemli bir saldırıyla karşı karşıya olduğunun çarpıcı kanıtı olmuştur. Artık çok bellidir ki, AK Parti, TÜRK-İŞ'i istememektedir. AK Parti'nin amacı, TÜRK-İŞ'i zayıflatarak etkisiz hale getirmektir. Buna, ülkemiz için, demokrasimiz için, işçilerimiz için izin vermeyeceğiz. Mesele, tek tek sendikalarımızın değil, TÜRK-İŞ'in meselesidir. TÜRK-İŞ, Hükümetin HAK-İŞ üzerinden yürüttüğü bu politikaya karşı sessiz kalmayacaktır.

Hükümeti, HAK-İŞ'e verdiği destek nedeniyle protesto ediyoruz. Ve burada ilan ediyoruz. TÜRK-İŞ'i yok etmeye çalışanlar, karşısında işçinin gücünü görecektir.

Bundan böyle, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ' in de katılımcı olduğu hiç bir etkinlik içinde yer almayacaktır. Sendikalarımızın bu haksızlığa karşı başlatacağı eylem süreci, TÜRK-İŞ'in eylem süreci olacaktır. TÜRK-İŞ, bu kararının ilk adımı olarak gündemdeki ETUC ve Alman Türk Sendika Diyaloğu projelerinde HAK-İŞ ile bir arada olmama kararı almıştır.

İkinci olarak TÜRK-İŞ, İŞ-KUR tarafından düzenlenen ve 15-16 Kasım'da Çorum'da yapılacak olan 1. Ulusal Gençlik İstihdamı Zirvesi'ne de katılmayacaktır.

TÜRK-İŞ'in bu yönde alacağı kararlar, yeri geldiğinde kamuoyu ile paylaşılacaktır.