Türk-İş 23. Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti
Türk-İş 23. Olağan Genel Kurulu, 5-7 Aralık 2019 tarihleri arasında Ankara'da gerçekleşti. Büyük Anadolu Termal Otel'de gerçekleşen Genel Kurula sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ile Türk-İş'e bağlı sendikalara üye çok sayıda emekçi katıldı.
Genel Başkanımız Nurettin Akçul'un da görev aldığı Divan'a ,Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak Divan Başkanı olarak seçildi. Genel Sekreter Kavlak, Türk-İş 23. Olağan Genel Kurulu'nun açılış konuşmasını yaptı.
Kavlak'ın gerçekleştirdiği açılış konuşmasının ardından, kürsüye Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay çıktı. Türk-İş'in 1 milyonu aşkın üyesiyle Türkiye'nin en büyük işçi örgütü olduğunu belirten Atalay, hedeflerinin 4 yıl içerisine 1,5 milyon üye sayısına ulaşmak olduğunu vurguladı.
Devam eden asgari ücret görüşmelerine de değinen Atalay, bu yıl asgari ücret konusunda Hak-İş ve DİSK'in de görüşlerini aldıklarını anımsattı.
Kıdem tazminatı uygulamasını geriye götürecek bir düzenlemeyi kabul etmeyeceklerinin dile getiren Atalay, şunları söyledi:
"Kıdem tazminatını almayan çalışanlar var, bu çalışanların kıdem tazminatını alması için yapılacak bir düzenlemeye her türlü desteği vermeye hazırız ama bu mevcut yapıyı bozdurmayız. Geriye doğru gidiş olursa bizim buralarda durmamızın anlamı yok. Herkes ceketini alıp gitsin".
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusuna da değinen Atalay: "EYT konusunda bir yerden başlamak lazım, bir şeyler yapmak lazım. Sebebi şu; kayıt dışı istihdam oranı yüzde 35. Bunları kayıt içerisine almak lazım. Böylece vergi alınacak, sigorta ödenecek, örgütlülük artacak. 17 milyon çalışanın sadece 2 milyonu örgütlü. Ülkeyi yönetenlere, Meclis'e ve bize bu konuda sorumluluk düşüyor" diye konuştu.
Çalışma hayatında sorunların devam ettiğini ifade eden Atalay, ücretli çalışanların ocak ayında aldığı ücreti yüksek vergi dilimleri nedeniyle aralık ayında alamadığını vurguladı.
Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciasını anımsatan Atalay, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle can kayıplarının yaşanmaya devam ettiğine dikkati çekti.
Sendikamız genel Başkanı Nurettin Akçul da burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
'Sayın Divan
Türk İş'imizin Sayın Genel Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri,
Genel kurulun değerli delegeleri
Değerli konuklar ve Basınımızın değerli emekçileri,
Türkiye Maden İşçileri Sendikası adına sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Değerli delegeler, değerli konuklar
Öncelikle genel kurulumuzun Türk-İş'imize ve tüm emekçilere hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Son genel kuruldan bu yana emekçilerimizi ve ülkemizi ilgilendiren önemli olaylar yaşadık .
En önemlisi ise hain bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldık.
Konfederasyonumuz Türk-İş daha teşebbüsün ilk anlarında darbe karşıtı duruşuyla, demokrasiye ve devletine olan bağlılığını ortaya koydu. Her ne kadar bir sınıfı temsil etsek de , sorumluluklarımızın sadece emek dünyasıyla sınırlı olmadığını da hep beraber teyit etmiş olduk.
Türk-İş'in sadece işçilerin bir kalesi olmadığını, aynı zamanda demokrasi ve insan haklarının bekçisi olduğunu da yaşayarak gördük. Bizler de tüm varlığımızla bu demokrasi nöbetinin bekçileri olmaya devam edeceğiz.
Değerli Delegeler , Değerli Konuklar
Bir ülkenin gelişmesi; dışa bağımlılıktan kurtulması o ülkenin öz kaynaklarına yaptığı yatırımlarla doğru orantılıdır.
Bizim ülkemizde; Petrol yatakları yok! Doğalgaz yok! Bizim ülkemizde; Kömür var. Bor var. Altın var, krom var. Yeraltı madenlerimiz var.
Sanayi ve ısınmaya dışardan aldığımız petrol ve doğalgaz ithali ile devam edersek cari açığımızın hep arttığını görürüz. Sanayici ucuz elektrik ister. Vatandaş ucuza ısınmak ister. Bunu bizde olmayan kaynaklardan yani ithal ederek sağlayamayız. Ülkemizde 15 milyar tonu bulan kömür rezervleri var, acilen bunlara yüzümüzü dönmeliyiz. Kömüre çağımıza uygun, çevreye uygun yatırımları hızla hayata geçirmeliyiz. Dışardan ithal ettiğimiz doğal gazla elektrik üretmemeliyiz. Günümüz teknolojileri ile çevreye duyarlı termik santraller yapılmalı. Yoksa; % 65 ithal ettiğimiz enerjinin 2020'lerde % 78'lere çıkacağını da bilmek zorundayız.
Ülkemiz sadece maden ithalatına 30 milyar dolar ödüyor; ama 15 milyar ton kömür yeraltında bekliyor. Yeni kaynaklar buluncaya kadar bu kömürü ülkemiz için üretmek durumundayız.
Milli duruş kendi kaynaklarımıza verdiğimiz değerle ölçülür. Doğalgaz ithalatı elimizi bağlayan bir olaydır. O ülkeyle anlaşmalar ne olursa olsun ilişkiler kötü olduğunda vananın kapatılabileceğini de bilmeliyiz.
Milli ve dik durabilmemiz için her zaman öncelik öz kaynaklarımızdadır.
Değerli Delegeler ,Değerli Konuklar
Emekçilerin en büyük sorunlarından biri de örgütlenmenin önündeki yasal ve fiili uygulamalardır.
Ülkemizde 14 milyona yakın çalışan işçiden sadece 1 milyon 860 bini sendikalı.
Konfederasyonumuz Türk-İş 1 milyonu aşkın üyesiyle en büyük işçi konfederasyonu. Bu rakama baktığımızda milyonlarca emekçinin hala sendikasız olduğunu görüyoruz.
Bizim iş kolumuz madencilikte sendikalılık oranı %20 bile değil. Bu durum bütün iş kollarında aynı sorunun olduğunu gösteriyor. Çalışma yasaları değişiyor ama; yetki ve toplu sözleşme düzeninde hala köklü değişiklikler yapılamıyor. İş verene yetki süreçlerini aksatma imkanı veren haklar; örgütlenmeyi zorlaştıran en önemli unsurların başında geliyor. İtirazlarda yetki ve toplu iş sözleşme süreci duruyor. Bu durumda iş veren üye işçilere baskılarını arttırıp, örgütlülüğü bitirmek için işten atma dahil yer yolu deniyor. Bir iş yerinde çalışan işçiler yeterli sayıda bakanlık verilerine göre kendi iş kollarında sendikaya üye oluyorlar. Bakanlık bunu doğruluyor.
Yetki başvurusu yapılıyor. İş veren itiraz etti mi mahkeme süreci başlıyor. Bu olmaz!!! Devletin bakanlığının doğruladığı örgütlenmenin itirazı olmaz! Burada samimiyet yok. Yasalar örgütlenebilirsin diyor. Bir taraftan da; Örgütlenirsen itiraz ederiz diyorlar. Mahkemeye veririz diyorlar. Örgütlenme sadece bakanlığa bırakılmalı. Bakanlık onayladığı zaman dönüşü olmamalı. Buradan emekçiler olarak örgütlenme konusunda yetkililerden bu samimiyeti bekliyoruz.
Değerli delegeler, değerli konuklar,
Çalışma hayatımızın yine en büyük sorunlarından biri iş kazaları ve iş cinayetleri. Yüzyılın faciasını yaşamış bir sendika olarak, bu konudaki hassasiyetimiz hep devam edecektir. Sadece kendi iş kolumuzda değil, bütün işkollarında yaşanan kayıplar kanayan yaramızdır.
Bu konuyla ilgili bir çok düzenleme yapıldı ama 6331 sayılı yasadan sonra bile ölümler ve kazalar dur durak bilmedi. Her yıl 2000'e yakın emekçi iş kazalarında hayatını kaybetti.
İş kazalarının önlenmesi yönünde, mevzuatta yapılan iyileştirmeler, ne yazık ki çalışma hayatında karşılığını bulamadı. 2019'u da iş kazaları ve ölümlerle geride bırakarak, dünyada ve Avrupa'da kazalar bakımından ilk sıralardaki yerimizi koruyoruz. Hepimize düşen sorumluluklar var. Devlet, işveren, sendika ve işçiler görevlerini hakkıyla yerine getirmelidir. Söz konusu olan, insan sağlığı ve insan hayatıdır. Mevzuata dayalı değil de, insan odaklı düşünmek, birinci önceliğimiz olmalıdır.
Unutmayalım ki üretim baskısının getireceği hiçbir kar, can kaybının verdiği zararı karşılayamaz.
Değerli delegeler, değerli konuklar,
Son günlerde Türk-İş'imizin de titizlikle üzerinde durduğu vergi adaletsizliği konusu da hepimizin belini bükmeye devam ediyor.
Uygulanan vergi politikaları nedeniyle, yaşam standardımız gün geçtikçe dibe vuruyor. Yoksulluk ve açlık sınırı oranları hepimizin malumu. Asgari ücretle geçinen bir ailenin bir de vergi yüküyle boğuşması, adaletsizliğin en somut göstergesi. Alım gücümüzün düştüğü, maaşlarımızın eridiği yetmezmiş gibi, bir de vergi yükü altında eziliyoruz. İntihar vakaları, bunalımlar, İşsizlik oranları sürekli artıyor. Kadın cinayetleri had safhada. Hırsızlık yolsuzluk vakalarından cezaevleri taşmış durumda.Hiç birimiz bu olaylara seyirci kalmamalıyız.
Türk-İş'imiz vergi adaletsizliği konusunda çözüm önerilerini ve taleplerini dile getirdi. Çözüm isteyen çözüm üretir, üretemiyorsa en azından üreteni dinler.
Değerli delegeler, değerli konuklar,
Türk-İş, temelleri çok sağlam atılmış köklü bir kurumdur. İşçinin, emekçinin, yoksulun ve mazlumun sığınacağı güvenli bir limandır.
Ülkemizin en zorlu süreçlerinde, en kritik zamanlarda, fırsatçılık yapmamış, demokrasi yanlısı, ülke menfaatini gözeten, yapıcı, barışçıl, milli duruş ve tavırlarıyla sadece emek dünyasına değil, Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet etmiş nadir kuruluşlardandır. Yüz binlerce üyesini hep doğru yönlendirmiş, kargaşaya fırsat tanımamış, gücünü yanlış hesaplara malzeme etmemiştir. İşçisine hiçbir zaman sırtını dönmemiştir.
Yanlışları ve eksiklikleri olabilir ama artıları ve katkıları her zaman daha fazladır. Yöneticiler gelir geçer ama Türk-İş'in geleneksel yapısı kalıcıdır.
Sayın Başkan Ergün Atalay'ın Türk-İş camiasına verdiği katkılar, verdiği emekler takdire şayandır ve Türk-İş için bir şanstır. Bu nedenledir ki Genel Başkan Ergün Atalay ve ekibine olan güvenimiz de tamdır desteğimiz de.
Böyle samimi ve büyük bir ailenin üyesi olmaktan gurur duyuyorum.
Birlik ve beraberlik içinde vahşet saçan bu sömürü düzenine karşı, saflarımızı sıklaştırmaktan, mücadele azmimizi yükseltmekten başka şansımızın ve seçeneğimizin olmadığı gerçeğini de vurgulamak istiyorum.
YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ
YAŞASIN TÜRK-İŞ
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, dostluk ve kardeşlikle kucaklıyorum'.
Konuşmaların ve sunumların ardından oy verme işlemine geçildi. Sendikamızdan üst kurul delegeleri olarak, Genel Başkanımız Nurettin Akçul, Genel Başkan Yardımcısı Şeref Zeyrek, Genel Sekreter Tamer Küçükgençay, Genel Mali Sekreter Zekeriya Aydın, Genel TİS ve Mevzuat Sekreteri H. Hüseyin Gürbüz, Ege Bölgesi Şube Başkanı Recep Satır, Ege 1 No'lu Şube Başkanı Mehmet Ali Çakır, Soma Şube Başkanı Şevket Şahin, Soma 2 No'lu Şube Başkanı Erol Kasap, Hisarcık Şube Başkanı Abdullah Yeşilyurt, Kütahya ve Havalisi Şube Başkanı Bülent Aydın, Cevher İşçileri Şube Başkanı Zekeriya Gültekin oy kullandı.
Oy verme işlemi saat 17.00'de sona erdiği genel kurulda, 289 delege oy kullandı. Oyların, 279'u geçerli, 10'u da geçersiz sayıldı
Geçerli oyların ardından Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Genel Sekreter Pevrul Kavlak, Genel Mali Sekreter Ramazan Ağar, Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat ve Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar görevlerine yeniden seçildi. Genel Başkanımız Nurettin Akçul da Türk-İş Denetim Kuruluna tekrar seçildi.
Seçimin sonuçlanmasının ardından Atalay, delegelere hitaben kısa bir teşekkür konuşması yaptı.