SÜPER ZENGİNLERDEN ALIN, YOKSULLARA VERİN
Kapitalizmin yaşamakta olduğu son küresel finans krizine ilişkin ülke liderleri ve ekonomistler yeni reçeteler hazırlıyor. Ülke ekonomilerine etkisi her geçen gün artan krizden çıkış yolu olarak Türkiye'den iktisatçı Mustafa Sönmez de yeni bir öneride bulundu.
Zenginlerden aldıklarını fakirlere dağıtarak İngiliz halk hikayelerinde kahraman haline gelen Robin Hood'un uygulamasına da benzeyen bir formül öneren iktisatçı Mustafa Sönmez, büyük kriz koşullarında ve çöküşleri azaltmada süper zengin azınlığın elinde tuttuğu servetlerin ilk akla gelen kaynak olması gerektiğini savundu. Sönmez, Bu kesimlerden servet vergisi biçiminde bir kaynak temini asla ve asla ihmal edilmemeli ve nüfusun yüzde 90-95'i tarafından destek bulmalıdır dedi.
Zengin Elitten Nefret Ediliyor
1980 sonrası kar oranlarını artırmaya çabalayan dünya kapitalizminin, finansallaşmanın sağladığı karları, türev piyasalarda köpürttükçe kişisel gelirlerini de tırmandırdığını anlatan Mustafa Sönmez, Tekil kapitalistlerin yanı sıra adına CEO denen profesyonellerin, finans mühendisleri denen akrobatların gelirleri, primleri ABD'de nefret uyandıracak bir zengin eliti de yarattı. Şimdilerde bankalar, şirketler battıkça bu elite duyulan nefret de giderek artıyor dedi.
Ülke Geliri Yüzde 1?lik Kesime Gidiyor
Söz konusu elit tabakanın İngiltere, Japonya, Almanya gibi diğer merkez ülkelerde de yer aldığını belirten Sönmez, Merkezdeki ülkelerin yüzde 1'lik nüfusunda yer almalarına karşın ülke gelirinin önemli bir yüzdesine el koyan bu kesim, krizin yükünü kim üstlenecek sorusu sorulduğunda, ilk akla gelenler aynı zamanda. Bütün mesele, krize çözüm arayanların bu kesime diş geçirip geçiremeyeceklerinde dedi.
Zenginlerin Varlığı Dudak Uçuklatıcı
Mustafa Sönmez, Türkiye'de banka mevduatlarında, borsada, kredi kullanımında ve gelir dağılımı araştırmalarında söz konusu yüzde 1'lik azınlığın hakimiyetinin hemen ortaya çıktığını belirtti. Sönmez, Yüzde 1'in hakimiyetindeki dudak uçuklatıcı tablo, aslında milli gelirin paylaşımındaki uçurumun doğal sonucu diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu durum iyileşmediği için, biriktirilen servetteki uçurum da giderek derinleşiyor. Nüfusun yüzde 1'lik azınlığının toplam gelirin, servetin çok önemli bir kısmına el koyduğu bir toplumda, özellikle kriz döneminde devlete çok iş düşer. Büyük kriz koşullarında, ihtiyaç duyulan işsizliği önleme, yoksulları kollama, üretimi özendirme, çöküşleri azaltmada süper zengin azınlığının elinde tuttuğu servetler ilk akla gelen kaynak olmalıdır. Bu kesimlerden servet vergisi biçiminde bir kaynak temini asla ve asla ihmal edilmemeli ve nüfusun yüzde 90-95'i tarafından destek bulmalıdır.