MARMARA BÖLGESİ ŞUBESİ GENELKURULU YAPILDI
Sendikamız şubelerinin genel kurulları sürüyor. Sendikamız genel merkezinin 10. Olağan Genel Kurulu öncesi son şube genel kurulu Balıkesir'de yapıldı.
8 Mart 2015 Pazar günü gerçekleştirilen Marmara Şubemizin genel kuruluna genel merkez yönetiminin tamamı ile bir önceki hafta genel kurulunu gerçekleştiren Divriği şubemizin dışında kalan bütün şube başkanları ile bazı şubelerin yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Sabah saat 10.30'da başlayan şube genel kurulunun açış konuşmasını Marmara Bölgesi Şube Başkanı Musa Engin yaptı. Şube başkanı Engin konuşmasında şunları söyledi: 'Sayın Genel Başkanım, Sendikamızın değerli genel merkez yönetim kurulu üyeleri, Şubelerimizin değerli başkan ve yönetim kurulu üyeleri, Kardeş sendikalarımızın, kitle örgütlerimizin, siyasi partilerimizin değerli temsilcileri, Genel kurulumuzu onurlandıran tüm değerli konuklarımız, Basınımızın değerli temsilcileri, Marmara Bölgesi şubemizin 10. Olağan genel kurulunun değerli delegeleri, sizleri şahsım ve şube yönetim kurulumuz adına saygı ve sevgiyle selamlıyor, genel kurulumuza hoşgeldiniz diyorum.
Değerli Konuklar, Değerli Delegeler, Bugün dünya emekçi kadınlar günü. Bütün kadınlarımızın gününü kutluyorum. Kadına şiddeti, kadın cinayetlerini nefretle kınıyorum. Bütün kadınlarımız için daha yaşanır, daha huzurlu bir ülke diliyorum. Böyle bir ülke için hükümetimizden, parlamentodan gerekli düzenlemeleri yapmalarını, önlemleri almalarını talep ediyorum. Kadın cinayetlerine dur demenin simgesi haline gelmiş, insanlıktan çıkmış caniler tarafından katledilen Özgecan kızımızı da rahmetle anıyorum.
Değerli Konuklar, Değerli Delegeler, Geçtiğimiz yıl, iş cinayetleri ve özellikle maden faciaları açısından kara bir yol oldu. Sadece biz maden işçilerini değil, bütün ülkeyi üzüntüye boğan, ülkemizin en büyük maden faciasını yaşadık. Soma'da 13 Mayıs'ta yitirdiğimiz 301 maden emekçisi kardeşimizi, Ermenek'te yitirdiğimiz 18 maden emekçisini ve iş cinayetlerine kurban verdiğimiz bütün işçi kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. İnşallah bir daha böyle büyük acılar, facialar yaşamayız.
Değerli Konuklar, Değerli Delegeler, Biz şube olarak, linyit kömüründe ve bor madenlerinde örgütlüyüz. Ne yazık ki, sendikamızın örgütlü olduğu, termik santralleri besleyen linyit sahaları özelleştirme sürecinde ve tehdidi altında. Bizim şube olarak örgütlülüğümüzdeki Çan Linyitleri'nin özelleştirilme sürecinde olup olmadığı konusundaki son durumu birazdan konuşacak olan genel başkanımız bizlere aktaracak. Bor madenleri ise devlet eliyle üretilmesi, işletilmesi bakımından 2840 sayılı yasa ile güvence altında. Bu yasa nedeniyle bor madenlerini blok olarak satamıyorlar ama taşeronu alabildiğine yaygınlaştırarak sinsi bir özelleştirme planı uygulamaya çalışıyorlar. Sendikamız yıllardır, açık veya sinsi özelleştirme girişimlerine karşı mücadelesiyle set çekti. Yakın dönemde bu niyetle getirilen düzenlemeye karşı, sendikamız genel merkezi gerçekten iyi bir mücadele verdi. Tabii ki, bizler de, genel merkezimizin aldığı eylem kararlarını hayata geçirerek, genel merkezimizin bu çalışmasının arkasında durarak, destek verdik. Bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Gelecekte, bor madenlerimize yönelik açık ve sinsi özelleştirme girişimlerine karşı yine kararlı biçimde karşı duracağımızdan, mücadele edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Değerli Arkadaşlarım, sizlerden aldığımız güçle, genel merkezimizin ve Türk-İş'in aldığı kararları da hayata geçirerek, sizlere hizmet üretmeye çalıştık. Gücümüzü siz üyelerimizden aldık. Sizden alacağımız güçle, sizlerle birlikte önümüzdeki süreçte, kazanılmış haklarımızı yönelen saldırılara karşı koyma, haklarımızı geliştirme mücadelesini kararlılıkla vereceğiz. Sendikal örgütlülük gücünü, üyelerinin birlik ve dayanışmasından, işçi-sendika bütünleşmesinden alır. Bu genel kurulumuzun birlik ve dayanışma ruhumuzu güçlendirmesi Sendikal bütünlüğümüzü artırması, maden işçileri ve işçi sınıfı için hayırlı sonuçlar üretmesi temennilerimle, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.'
Şube başkanın konuşmasının ardından verilen divan önergesi genel kurulda oylanarak kabul edildi. Genel kurulda kabul edilen divan önergesiyle Genel Başkan Nurettin Akçul divan başkanlığına, Genel Sekreter Vedat Ünal divan başkan yardımcılığına, Genel Mali Sekreter Durmuş Düzgün ise divan k-acirc;tipliklerine seçildiler.
Sendikamız Genel Başkanı Nurettin Akçul divan başkanı seçildikten sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi: Değerli Konuklar, Değerli Delegeler, Öncelikle bizleri divana uygun gördüğünüz için teşekkür ediyor, hepinize şahsım, sendikamız ve genel kurul divanımız adına saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.
Değerli Delegeler, Değerli Konuklar, 2014 yılı, işçiler ve özellikle biz maden işçileri için acı dolu bir yolu. İş cinayetleri ve facialar ardı ardına geldi. 13 Mayıs'ta Soma'da ülkemizin en büyük maden faciasında 301 kardeşimizi şehit verdik. Daha sonra, Ermenek'te 28 Ekim'de 18 maden işçisini yitirdik. Bir kez daha buradan bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Allah bir daha böyle facialar, acılar yaşatmasın diyorum. Benden önce şube başkanımız da vurguladı. Genel Kurulumuzu kadınlarımız açısından anlamlı bir günde gerçekleştiriyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bugün bütün kadınlara ithaf edilmiş. Çünkü bütün kadınlar emekçidir. Çünkü kadın bir yerde çalışmasa da ailesinin, evinin ücretsiz işçisidir. Evinin emekçisidir. 8 saatlik iş günü mücadelesinin ateşini yakan da kadın emekçilerdir. Amerika'da on dokuzuncu yüzyıl, büyük bir tekstil işletmesi ve kadınlar çalışıyor, gün doğumundan gün batımına kadar çalışıyorlar, ara dinlenmesi yok, hafta tatili yok, hamile kalan işten çıkartılıyor, kadınlar bu insanlık dışı çalışma koşullarına karşı çıkıyorlar, makul çalışma saatleri, hafta tatili istiyorlar, patron hayır diyor, direnişe geçiyorlar, kendilerini fabrikaya kapatıyorlar. Direniş sürerken bir gece hain eller molotofları dört bir yandan fabrikanın içine atıyor. Tekstil ürünleri yanıyor. Uykudaki 128 kadın da yanıyor. 128 kadın bedenleriyle, 8 saatlik iş günü mücadelesinin ateşini yakıyorlar. Bu olay bütün dünyada işçileri çok etkiliyor. Mücadele bütün dünyaya yayılıyor. Bugün kullandığımız haklara canlarıyla katkı veren bu emekçi kadınları saygıyla anıyorum. Bir kez daha bütün emekçi kadınlarımızın gününü kutluyorum.
Değerli Arkadaşlarım, Değerli Konuklar, Bugün işçiler olarak kullandığımız haklar, özgürlükler kolay kazanılmadı. Ama uyanık olmazsak, birlik, bütünlük içinde olmazsak kolayca elimizden alınabilirler. Bakın, Meclis'te ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması isimli bir torba yasa tasarısı var. Meclis'te komisyonda görüşülüyor. Adı ailenin korunması ama içinde özel istihdam büroları ve kiralık işçilik de var. Tasarıda, kiralık işçilik belirli koşullara bağlanmış. Ama biz biliyoruz ki işçinin bir eşya gibi kiralanmasına başlanınca bunun sınırı olmayacak. Tali olan asli hale gelecek.
Değerli Arkadaşlar, Sürekli ısıtılıp, sonra tepki gelince buzdolabına konulan, sonra ortam oluşunca yeniden çıkartılan bir konu daha var. Kıdem tazminatı fonu konusu. Gündeme getiriliyor, tartıştırılıyor, nabız yoklanıyor, bir seçim gelmişse buzdolabına kaldırılıyor.
Değerli Arkadaşlar, diyorlar ki: özel sektörde işçinin çoğu kıdem tazminatı alamıyor, fon oluşturalım ve verelim. Propagandanın şekeri bu, ama altı kurtlu elma. Açıkladıkları kıdem tazminatı sistemine göre işçinin şu hakları kaybolacak: -Kadın evlenince, erkek askere gidince kıdem tazminatı alamayacak. -Bir yıl veya fazla çalışıp çıkartılan işçi kıdem tazminatı alamayacak. -Kıdem tazminatı miktarı yarı yarıyadan daha fazla azalacak. -Ölürsen mirasçısı alacak, emekli olabilirse işçi kendi alacak. Hükümetin taslağının Şekeri nedir' herkes kıdem tazminatı alacak'. Mevcut durumda neden bazı özel sektörde işçi kıdem tazminatı alamıyor? Bir yıl dolmadan çıkartıldıkları ve işyeri iflas edip kapandığında işçi alacakları dördüncü, beşinci sırada olduğu için alamıyorlar. O zaman çözüm de bellidir. Türk-İş de açıkladı, yasada bir küçük değişiklik yaparsın, dersin ki, bir ay çalışan da kıdem tazminatı alır. Ben de ekliyorum, kıdem tazminatı alacağını, iflas, kapanma benzeri durumda işçi alacağını bütün alacakların içinde en öncelikli alacak yaparsın.
Sorun çözülür. Amaç, sorun çözmekse birkaç satırlık yasa arkadaşlar. Ama amaç, kıdem tazminatı hakkını budamaksa, bu zaten Türk-İşin genel grev yapmasının nedenidir. Çünkü hep söylüyorum, burada da tekrarlayım: Kıdem tazminatı işçi sınıfının Çanakkalesidir, geçit verilmemesi gerekir. Eğer verirsek, sadece kıdem tazminatı hakkımız gitmez, bütün kazanılmış haklarımız tehlike altına girer.'
Genel Başkanın konuşmasının ardından divan kurulu yerini aldı. Divan başkanı Genel Başkan Nurettin Akçul, genel kurul gündemine okuyarak genel kurulun oyuna sundu. Gündemin kabul edilmesinin ardından, gündem gereği, Atatürk, Kurtuluş Savaşı şehitleri ve maden emekçisi şehitler için saygı duruşu yapıldı, ardından İstiklal Marşı okundu.
Genel kurul gündemi gereği daha sonra konukların tanıtımı ve konuşmalarına geçildi. Divan başkan yardımcısı Vedat Ünal konukların isimlerini okudu. Ardından delegelerden biri söz alarak konuştu.
Konuşmanın ardından Divan Başkanı Nurettin Akçul, şube yönetim, denetim kurullarının ibrasını genel kurul oyuna sundu. İbranın ardından, divan görevini tamamlayarak, görevi seçim kuruluna devretti.
Genel Kurulu sonunda yapılan seçimlerde Musa Engin yeniden şube başkanlığına seçilirken, yönetim, denetim ve disiplin kurulları şöyle oluştu:
Yönetim Kurulu: Musa Engin Şube Başkanı, Zafer Maraşlı Şube Başkan Vekili, Bahittin Avcı Şube Sekreteri, Mehmet Yıldız Şube Mali Sekreteri, Ramazan Kılıç Teşkilat Sekreteri.
Denetim Kurulu: Mehmet Karaşahin, Musa Evcimen, Ali Yavaş
Disiplin Kurulu: Hüseyin Barış Aydın,Sedat Dal,Süleyman Köseoğlu.