MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI ÖN RAPORU AÇIKLADI
Maden Mühendisleri Odası (MMO), Soma katliamına ilişkin ön raporunu açıkladı. Raporda, Soma Kömür AŞ'nin 2009 yılında 230 bin ton olan üretimi bir yılda 10 katına çıkardığına dikkat çekildi. Panolarda çalışan işçi sayısındaki artışın kaza riskini arttırdığı vurgulanan rapora göre, yoğun üretim maden sahasının fiziksel dengesini bozdu. Raporda, faciadan önce bile madende tehlikenin 'rutin' hale geldiği tespiti yapıldı.
MMO'nun Soma ön raporu, 301 maden işçisinin ölümündeki en önemli sorunun taşeron çalışma ve üretim zorlaması olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Oda, talep ettikleri bilgilerin 'gizlilik' gerekçesiyle kendileriyle paylaşılmadığı için raporun sadece bir 'ön rapor' olduğuna dikkat çekti.
TAŞERON ÖLÜM
Rapor, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana büyük maden kazalarının tümünün taşeron veya rödovans uygulamasının olduğu ocaklarda yaşandığına dikkat çekti. Rapora göre son 30 yılda meydana gelen maden facialarında bine yakın işçi yaşamını yitirdi. 1992 yılında Zonguldak Kozlu Maden Ocağında 263 kişinin yaşamını yitirdiği facianın ardından tüm facialar kamu dışındaki madenlerde gerçekleşti.
MADENİN DENGESİ BOZULDU
Soma faciasına ilişkin tespitlere yer verilen raporda, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve yüklenici firma arasında yapılan sözleşmede, ocakta yapılan üretimin projesine uygun olarak 1 buçuk milyon ton olacağı ancak yüklenici firmanın daha fazla üretim de yapabileceği ibaresine dikkat çekildi. Soma Kömür AŞ'nin 2009 yılında 230 bin ton olan üretimi 10 kat arttırarak 2010 yılında 2.6 milyon tona çıkarttığı belirtilen raporda, 2012 yılında da üretimin 3.8 milyon tona yükseldiği vurgulandı. Söz konusu üretim düzeyine bu kadar kısa sürede çıkılmasının sahanın fiziksel dengesini bozduğu kaydedilen raporda, 'Ayrıca ocakta görece dar bir alanda çok fazla pano aynı anda çalışmış, üretim zorlaması ve emek yoğun çalışma nedeniyle panolardaki işçi sayısı giderek artış göstermiş, dolayısıyla kaza riski de hızla yükselmiştir' ifadelerine yer verildi.
DENETLEYENİN DE PARASINI PATRON VERİYOR
Soma madenindeki denetim zafiyetine de dikkat çekilen raporda, teknik nezaretçi ve iş güvenliği uzmanlarının denetim elemanı olarak tanımlanmalarına rağmen ücretlerini denetledikleri işverenden aldıklarını vurgulandı. Bu nedenle personelin denetim yetkisini kullanmakta güçlük çektiği belirtilen raporda, Soma maden ocağının düzenli olarak denetlenmesine rağmen sorunsuz olarak nitelendirildiği kaydedildi.
UYGUN MASKE YOKTU
Raporda eleştirilen önemli bir nokta da kişisel donanımın yetersizliği. Metan ve yangına elverişli kömür ocaklarında çalışanların karbonmonoksit maskesi taşımasının zorunlu olduğu belirtilen raporda, bu tip madenlerde genellikle Filtreli Tip Ferdi CO Maskeleri (FFK) kullanıldığı kaydedildi. Raporda, maden kazalarındaki deneyimlerin Oksijen Tip Ferdi kurtarıcıların kullanılması gerekliliğini ortaya koyduğu aktarıldı.
TEHLİKE RUTİNLEŞMİŞ
Rapora göre Soma Madeninde ölçülen karbonmonoksit (CO) değeri birçok kez 500 ppm oldu. Sensörlerin ölçebildiği en yüksek değerin de 500 ppm olduğu göz önüne alınırsa rapor, bu değerin daha fazla olabileceğini vurguluyor. Özellikle S panosu s3 klasik ayak çıkışındaki 470 numaralı sensörün 2 Mart ile facianın olduğu 13 Mayıs tarihleri arasında yaptığı 16 ölçümün de 500 ppm olduğuna dikkat çekilen raporda, 'Ocak içerisinde yangınla ilgili yaygın bir sorunun olduğu, ancak geçici tedbirlerle bu sorunun çözülmeye çalışıldığını ve bu çalışma şeklinin de rutinleşip olağanlaştığını açık bir şekilde göstermektedir' dendi.
TKİ DE SORUMLU
Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel kurumların kendilerine belge vermemesini eleştirdi. Savcının gizlilik gerekçesiyle bilgi vermediğini dile getiren Yüksel, bazı kurumların sorulara bile yanıt vermediğini aktardı. Bu nedenle yaptıkları araştırmaya 'ön rapor' dediklerini aktaran Yüksel, facianın asıl sorumlusunun işveren olduğunu söyledi. İşveren ile TKİ arasında yapılan sözleşme nedeniyle TKİ'nin de sorumluluğu olduğunu belirten Yüksel, sendikaları da eleştirdi. 56 saatlik bir mesleki eğitimden sonra maden işçisi olunmasına tepki gösteren Yüksel, 'Alman bir gazeteci madenleri araştırmak için 80 saatlik eğitim almıştı. Ancak bizim ülkemizde 56 saat eğitimle madenci olabiliyorsunuz' dedi. Yüksel, maden mühendisliği eğitimindeki fiziki altyapı eksiklerine de dikkat çekerek, YÖK'e tepki gösterdi