KÜTAHYA DA ENERJİ ÖZELLEŞTİRMESİNE KARŞI İMZA KAMPANYASI
HABER / DUYURU

KÜTAHYA DA ENERJİ ÖZELLEŞTİRMESİNE KARŞI İMZA KAMPANYASI

Türkiye Maden İş Sendikası -

Seyitömer ve Tunçbilek termik santrallarının özelleştirilmesine karşı sendikamız ile Tes-İş Sendikası Kütahya şubeleri imza kampanyası başlattı.

17 Nisan 2010 tarihine kadar devam edecek olan imza kampanyası 7 Nisan günü düzenlenen bir törenle başlatıldı. İmza kampanyası açılışına sendikamız genel merkezinden Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Eşiyok, sendikamız Kütahya Şube Başkanı Ahmet Ateş ve yönetim kurulu, Tes-İş, Çimse-İş ve Belediye-İş sendikalarının Kütahya şube başkanları ve işçiler katıldı.

Seyitömer ve Tunçbilek termik santrallarının özelleştirme kapsamından çıkarılması için kamuoyu oluşturmak ve kamuoyu desteği alabilmek amacıyla düzenlenen kampanyaya yerel basın da özel ilgi gösterdi.

Kampanyanın açılışı Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Eşiyok un yaptığı konuşma ile yapıldı. Eşiyok konuşmasında şunları söyledi:
'Değerli Arkadaşlar,
Bugün Kütahyamızın iki temel direği olan işletmenin kapısını çalan özelleştirmenin neler getireceğini görmek için, yapılan özelleştirmelere bakmak yeterli.

Değerli Arkadaşlar,
Özelleştirmeyi bir zamanlar halka şirin göstermek için; üzerini renkli jelatinle kaplıyorlardı. Bu jelatinlerde, daha fazla istihdam, verimlilik, üretim, refah yazıyordu. Ama kısa süre içerisinde özelleştirmenin acısı ortaya çıktı. Özelleştirmenin, yabancı işbirlikçiye, yerli yandaşa peşkeş olduğu, işsizlik, köle koşullarında çalışma, üretimsizlik, yoksulluk olduğu ortaya çıktı. Artık, jelatin falan kaplamıyorlar. Açık açık diyorlar ki: Biz satıyoruz: yerliye, yabancıya-#8230;Ucuz olsun pahalı olsun, çalışanın durumu ne olursa olsun, bölgeye, ülkeye etkisine, stratejik durumuna bakmadan satıyoruz diyorlar. Elde avuçta ne varsa satılıyor. Satış sırası enerji ünitelerine geldi. 44 tane enerji santralını satışa çıkarıyorlar. 4 erli, 2 şerli satacaklar.

İlk satışa çıkarılacaklar içinde Tunçbilek termik santrali ile birlikte Seyitömer termik santralı da yer alıyor. Yani, Kütahya ekonomisinin iki candamarı işletme satılıyor. Enerji Bakanı kömür ile ilgili henüz bir hazırlığımız yok diyor ama biz biliyoruz ki, kömür sahalarını da istiyorlar. Özelleştirilsin, satılsın diyenlere daha önce özelleştirilen, satılan işletmelere bakmalarını istiyoruz.

İşletmelere ne olmuş? İşletmelerin bulunduğu kentlere, kasabalara ne olmuş bakmalarını istiyoruz?

Bu işletmelerin satılması demek, sadece bu işletmelerde çalışanların geleceğinin satılması demek değil; çocuklarımızın geleceğinin satılması demek; Sağlıklı, güvenli koşullarda, insanca bir ücretle çalışma hakkının, insanca yaşama hakkının yok edilmesi demek; Kütahya ekonomisinin iki temel direğinin kırılması demek-#8230;

Bugüne kadar sayısız KİT özelleştirildi. Mücadele edildi de ne oldu? Yine satıldılar! 'Mücadele etsek ne olacak? Halk bizi destekler mi? gibi sorular ve kaygılar olabilir.

Değerli Arkadaşlar,
Hiçbir şey için hiçbir zaman geç değildir. Yeter ki, sahip çıkma inancı, kararlılığı olsun. Yeter ki dayanışma, yardımlaşma, birlikte hareket edebilme yeteneğine sahip olunsun.

Tekel işçileri Ankara da 78 günlük direnişleriyle gösterdiler işte. Siz inanıyorsanız, siz kararlıysanız, siz birbirinize kenetleniyorsanız, siz haklılığınızı ortaya koyabilirseniz, diğer işçiler, çalışanlar, sonra bütün halk size sahip çıkar. Siz kırmadan, dökmeden, işinizi, ekmeğinizi hakkınızı savunursanız, size halk da sahip çıkar. Siz, bu sorunun sadece sizin sorununuz olmadığını anlatırsanız, halk bu soruna sahip çıkar.

Bu işletmeler özelleştirilirse; güvencesiz çalıştırmanın, köle koşullarında çalıştırmanın bu bölgede hakim olacağını anlatırsak bölge halkımız sahip çıkar diye düşünüyoruz. Bunun için hepimiz el ele vermeliyiz. Hepimiz inanmalıyız. Bu inancı bütün gücümüzle yaymalıyız. Kütahya daki demokratik örgütlerin,yerel yönetimlerin, siyasi parti teşkilatlarının, Kütahya halkının bu mücadeleye sahip çıkmasını sağlamalıyız.

Değerli Arkadaşlar,
Kimse ben yaptım oldu, ben yaparım, satarım olur diyemez. Bu ülke hepimizin. Bu şehir bizim, bu bölge bizim, bu işletmeler hepimizin. Bu işletmelerde çalışanlar bizim çalışanlarımız, geleceği yok edilecek olanlar bizim çocuklarımız. Biz bu özelleştirmelere karşı bugün buradan mücadele başlatıyoruz. Ve bu mücadelede de kararlıyız.

Kampanyanın ilk gününde 2000 imzaya ulaşıldı.