Ege 1 No'lu Şubemizin Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti
Sendikamız Ege 1 No’lu Şubenin 2 .Olağan Genel Kongresi 5 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşti. Şube başkanlığına Mehmet Ali Çakır seçildi.
Kongreye, sendikamız Genel Başkanı Nurettin Akçul, Genel Sekreter Tamer Küçükgençay, Genel Mali Sekreter Zekeriya Aydın, Genel Teşkilat Sekreteri Yasin Karatay, Genel TİS ve Mevzuat Sekreteri H.Hüseyin Gürbüz, Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Çümen, sendikamıza bağlı şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, çeşitli sendika ve şube temsilcileri ile delegeler katıldı.
Divan Başkanlığını Genel Başkanımız Nurettin Akçul’un yaptığı kongrede, yeni yönetim şu isimlerden oluştu.
Şube başkanı Mehmet Ali Çakır, Şube Başkan Vekili Kıyas Çalı, Şube Sekreteri Rıza Sal , Şube Mali Sekreteri Murat Kalın, Şube Teşkilat Sekreteri Bülent Yardımcı.
Şube denetim kuruluna ; Sedat Kalın, Abdurrahman Tuzcu, Engin Sal seçilirken, şube disiplin kuruluna ise; Mehmet Ersoy, Samet Baş ve Umut Yetim seçildi.
Sendikamız Genel Başkanı Nurettin Akçul, burada yaptığı konuşmada şöyle konuştu:
“Kıymetli arkadaşlar,
Son günlerde dünyada, ülkemizi de yakından ilgilendiren önemli siyasi ekonomik gelişmeler yaşanıyor. Küresel ölçekli bir bunalımın tam ortasındayız.
Ülke olarak, içerde ve dışarda terör örgütlerinin imhası konusunda mücadele verirken, terör örgütlerini besleyen üst akıllar da bir biriyle savaşın eşiğine geldi.
Olası bir kaosta ise ülkemizin etkilenmemesi ve bu karmaşaya müdahil olmaması da mümkün görünmüyor.
Ortadoğu’ yu bataklığa sürükleyen, kana doymayan ve ülkemizi de bu bataklığa çekmek isteyen, bütün aktörleri nefretle kınıyorum. Ordumuz Pkk, Pyd, Fetö ve Daeş gibi hain terör örgütlerine yönelik destansı başarılar elde etti.
Öncelikle vatan savunmasında şehit olan bütün Mehmetçiğimizi ve sivilleri rahmetle anıyorum. Küresel çapta yaşanan bu gerilimlerin bir an önce son bulmasını diliyor, tüm insanlık için refah, huzur ve barış arzu ediyorum.
Kıymetli arkadaşlar,
Sektörümüzle ilgili olarak iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları bakımından, iyileştirmeler olsa da maalesef iş kazaları ve ölümler son bulmadı.
Soma’da yüzyılın faciasını yaşadık. Facia sonrasında alınan tedbirler ve denetimler yeterli olmadı ki, madenlerde ölümler devam etti. Buradan madenlerde ve tüm iş kollarında hayatını kaybeden emekçilerimizi bir kez daha anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum.
İş sağlığı ve güvenliği uygulamaları konusunda sendika olarak biz elimizi taşın altına koyuyoruz. Aynı sorumluluğu ve hassasiyeti işverenden de, siyasilerden de, idarecilerden de, işçilerden de bekliyoruz.
Yeterli olamadığımız alanlara daha da yoğunluk veriyor, bu konuda çalışmalarımızı sürdürmeye çalışıyoruz.
Hepimizin toplumsal bir bilinç ve toplumsal bir sorumluluk oluşturma mecburiyetimiz var. Kimsenin kaybedilecek tek bir cana dahi tahammülü yoktur. Vicdan sızlatan kazaların son bulması tamamen bizlerin omuzundaki, vicdani ve insani bir borçtur.
Kıymetli delegeler, değerli arkadaşlar,
Soma ilçesi Türk ekonomisine yıllardır büyük katkılar sağlayan bir ilçe. Biliyorsunuz ki 90’lı yıllara kadar tarım en önemli gelir kaynağı iken, tarıma sağlanan teşvik ve desteklerin de azalmasıyla, ikinci üçüncü sırada yer alan madencilik, Soma’nın en önemli gelir kaynağı haline geldi.
Sahip olduğumuz bu cevhere, işimize, ekmeğimize ve Soma’mıza sahip çıkmalıyız.
Biz bu kıymetli yörenin kalkınmasını, hak ettiği refaha ulaşmasını arzuluyor ve bu konuda gereken desteği vermeye çalışıyoruz.
Soma faciasından sonra maalesef bu havzada dengeler bozuldu. Zaten var olan işsizlik daha da arttı. İstihdam sorunu başladı.
Konu sadece bizi değil, bütün sivil toplum kesimlerini ilgilendiriyor. El ele verip havzada iş kapılarını çoğaltmamız gerekiyor.
Bölge kömür havzası. İşlerini başarıyla yapan Türkiye’nin en büyük firmaları bu bölgede.
Bu firmaların önündeki engellerin kaldırılması gerekmekte ve aciliyet arz etmektedir.
Denetim mekanizmaları, firmaların yatırım ve kapasite artırıcı heyecanlarını teşvik edici olmalıdır.
Üyelerimiz buradaki kazandıklarıyla geçiniyor. İş arayan yüzlerce insan da buralardan medet umuyor.
Onun içindir ki, bu mesele aynı zamanda ülke meselesidir.
Bölgede izlenecek bir tek yol var. Havzayı iyi bilen deneyimli firmaların, yatırım heyecanlarının kamçılanması ve istihdam artırıcı yatırımların, teşvik edilmesi gerekmektedir.
Bu güzide ilçemize, madencisiyle, sendikasıyla, esnafıyla, belediyesiyle, halkıyla bütünleşerek sahip çıkmalı, özellikle en önemli gelir kaynağı olan madenciliği de en iyi şartlarda, en üst seviyeye getirmeliyiz.
Kıymetli delegeler, değerli arkadaşlar
Genel kurulumuzun ülkemize, yöremize, sendikamıza ve işçilerimize hayırlı olmasını temenni ediyor, sağlıklı, kazasız belasız , hayırlı günler diliyorum. Allah’a emanet olun".
Genel Başkanımız Nurettin Akçul’un konuşmasının ardından kürsüye gelen sendikamız Genel Sekreteri Tamer Küçükgençay da, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“ Değerli delegeler,
Konuşmama başlamadan önce, 13 Mayıs’ta yaşadığımız faciada hayatını kaybetmiş olan maden şehitlerimizi saygıyla anıyor, Allahtan rahmet diliyorum.
Değerli Delegeler,
Hep söylüyoruz, madencilik dünyanın en zor, en riskli iş kolu. Bunu sürekli dile getiriyoruz çünkü, madenci olmayanın madencinin halinden anlamadığını biliyoruz.
Evet, yıllar içinde eskiye nazaran emeğin, işin, çalışma şartlarının değişimini tabi ki hissediyoruz. Ama hala da gün doğmadan yollara düşüyor, güneşi görmeden işten çıkıyoruz.
Biz beyaz yakalı işçiler değiliz, hatta mavi yakalı bile değiliz.
Uykunun en tatlı zamanında uyanmak zorunda kalan, vardiyasına yetişmek için zifiri karanlıkta uyanan, kara yakalı, kara bahtlı işçileriz. Bu yüzdendir ki, karanlığın resmini en iyi kim çizer diye sorsanız, binlerce madencinin değme ressamlara taş çıkaracağını görürsünüz.
Biz anamızdan babamızdan kalan bir mirasa, dünyalık bir mala mülke sahip değiliz belki ama, alın terimizle, bilek gücümüzle, onurumuzla kazandığımız bir hayata sahibiz.
Madencilik zor meslektir vesselam.
Herkes madenci olamaz, zaten olmak da istemez. Zordur madenci olmak, zordur yerin metrelerce altında çalışmak,
Madende ölmek bile zordur, ölüye ulaşmak.
Madencinin kaderi zor olmamalı arkadaşlar.
Meslek zor olabilir, ama kader, zoru yener. Kaderimiz elimizde. Ölmemek ve iş kazalarını önlemek elimizde.
Hep söylüyorum. Bizler; kömürü, altını, boru ölerek çıkarmak istemiyoruz. Bizler de herkes gibi insanca yaşamak, insanca çalışmak, insanca üretmek istiyoruz.
Maden işçisi olmanın zorluklarını bilsek de, madenci olmaktan, bu ülkeye fayda sağlamaktan, değerlerimizi ortaya çıkarmaya katkı vermekten de gurur duyuyoruz.
Değerli Delegeler,
Yıllardır maden emekçisine hizmet vermeye çalışan, madencinin sesi olmaya gayret eden, bu zor işkolunda örgütlü bir sendikayız.
Ülkemizde 200 bin civarında maden işçisi var. Sendikalı maden işçi sayısı ise 35 bin civarında. Bunun 26 bini bizim sendikamızda örgütlü. Alanımızda öncü bir sendikayız ama büyümeye ve gelişmeye ihtiyacımız var.
Örgütlenmenin ve sendikal kültürün minimum seviyede yaşandığı bu dönemde, bizler mücadelemize ve örgütlenme çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Özellikle son yıllarda devletin, ekonomideki rolünün küçülmesi ve özelleştirmelerin artmasıyla, sendikalaşma ve örgütlenme politikalarında bazı sorunlar yaşıyoruz.
Bu söylediğim tabi ki bu her özelleşen kurum için geçerli değil, aksini söylersek örgütlü olduğumuz onlarca özel işletmeye haksızlık etmiş oluruz.
Şu ana kadar ayakta kalabildiysek ve bundan sonra da ayakta kalabilmek istiyorsak, örgütlü mücadelemizi sürdürebilmeli ve bunu güçlenerek yapmalıyız.
Bireysel mücadelenin hiçbir kazanım getirmeyeceğini geçmişteki tecrübelerden biliyoruz. Bugüne kadar elde edilmiş hakların hepsi, işçi dayanışmasıyla ve kolektif mücadeleyle elde edilmiş haklardır.
Biz gücümüzü üye sayısından, ya da isimlerden almıyoruz. Biz gücümüzü birlikteliğimizden, beraberliğimizden ve dayanışma şevkiyle yoğrulmuş maden emekçisi kardeşlerimizden alıyoruz.
Sömürü ve haksızlıklara karşı koyabilmemizin tek yolu birbirimize sahip çıkmaktan geçiyor.
Kıymetli Delegeler,
Hiç kimse, maden emekçisini işsizlik ve açlığa mahkum etme korkusu salarak sömürmeye kalkmasın.
Maden işçisi, açlığı da bilir işsizliği de. Ama aynı maden işçisi, birlikteliğin ve dayanışmanın gücünü de, hakkını savunmayı da, işçi arkadaşına sahip çıkmasını da çok iyi bilir.
Bizim işçi sınıfı olarak hiç kimseyle bir kavgamız olmadı, olamaz da.
Bizim tek kavgamız ekmek kavgası.
Ekmeğimize de ancak hep birlikteyken sahip çıkabiliriz.
Örgütlü mücadeleyle hem ekmeğimizi büyütelim, hem hak ettiklerimizi elde edelim, hem de vahşi sömürü düzenine birlikte karşı koyalım.
Bizim politikamız, sahip olduğumuz üye sayısını korumak değil. Bunu yükseltmek, daha çok işçiye ulaşmak ve daha çok işçinin sesi olabilmek.
Buradan Şubelerimize, Şube Başkanlarımıza da sesleniyorum. Yörenizde, bölgenizde bulunan örgütsüz iş yerleri ve sendikasız işçiler var. İnsanca çalışma koşullarına, sosyal haklara, haklarını savunacak, sesleri olacak bir sendikaya ihtiyacı olan yüzlerce maden emekçisi var.
Yılmadan, vazgeçmeden, hedeflerimizi büyütmeli ve çok daha fazla işçiye ulaşmalıyız. Bu konuda Genel Merkez olarak da yanınızdayız ve her türlü desteğe açığız.
Bizler çoğaldıkça güçleniyor, güçlendikçe ailemizi büyütüyoruz. Maden-İş ailemizin her bir ferdi için, hepimiz omuz omuza, sırt sırta mücadeleye hazırız.
Değerli Delegeler,
Ege Bölgesi Şubemizin Kongresinde de söylemiştim. İlçemizde, bir günde 60 bin ton tüvenan bazda kömür üretiliyor. Bu üretim, ciddi bir disiplin ve yoğun emekle yapılıyor.
Ama Ege Linyitleri İşletmesi hala müdür atamalarını bekliyor. Gündeme müdür değişikliklerini aldıysanız bunu bir an önce yapmalısınız. Atama yapılamayan her gün işyerlerimize olumsuz olarak yansımaktadır.
Bu sektör, yani madencilik disiplin ve ciddiyet ister. Ege Linyitleri İşletmesi burada açık ocak üretiminin yanı sıra özel sektörlerinde sorunlarına çözüm arayan bir konumdadır. Zamanında yapılamayan müdahalelerin sonucu ağır olur.
Geleceğinin ne olacağını bilmeyen bir yönetici elini taşın altına sokmaz.
Maden-İş Sendikası olarak bu soruna acil olarak çözüm bulunmasını talep ediyoruz.
Biz Soma maden emekçileri kamu ve özel sektör çalışanları ilçemizde yarınlara umutla bakmak istiyoruz. Soma’yı sadece bireysel işyerleri olarak görmeyin.
Burada, evine ekmek götürme derdinde olan on binlerce maden işçisi var. Bir yerde bir sorun olduğunda, biz emekçiler tek vücut oluruz. Her kim, Soma için ne karar alıyorsa bu bilinçle alsın.
Değerli Delegeler,
Uzun yıllar Eli Müdürlüğü yapmış olan, haziran ayında görevini bırakacak olması nedeniyle, değerli abimiz Sayın; Hakkı DURAN’a da vermiş olduğu hizmetlerden dolayı, Maden-İş camiası olarak teşekkür ediyorum. Sağlıklı ve mutlu bir emeklilik hayatı diliyorum.
Ege Bölgesi 1 Nolu Şubede 1.Dönem yöneticilik yapmış olan değerli kardeşlerim Mehmet ŞENDİL ve Ramazan İMAN’a da vermiş oldukları hizmetlerden dolayı çok teşekkür ederim.
Değerli Delegeler ,
Sözlerime son verirken, 2. Olağan Kongremizin ülkemize, ilçemize ve Maden-İş camiasına hayırlı olmasını diler, kazasız belasız çalışmalar dilerim".