BURSA ŞUBESİ GENEL KURULU YAPILDI
Bursa ve Havalisi şubemizin olağan genel kurulu yapıldı.
23 Kasım 2014 Pazar günü yapılan genel kurula sendikamız genel merkez yönetiminden, Genel Başkan Nurettin Akçul, Genel Başkan Yardımcısı Mahir Yiğit, Genel Sekreter Vedat Ünal, Genel Mali Sekreter Durmuş Düzgün, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri H.Hüseyin Yıldız, Genel TİS Sekreteri H.Hüseyin Gürbüz, Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Çümen katıldı.
Genel Kurula ayrıca sendikamıza bağlı bazı şubelerin şube başkanları, yakın şubelerimizin de şube yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Genel Kurulun açış konuşmasını şube başkanı Hüseyin Ergen yaptı. Ergen konuşmasına Soma ve Ermenek'te meydana gelen facialarda yitirdiğimiz maden emekçilerine rahmet dileyerek başladı ve ' bir daha böyle iş cinayetleri asla olmasın istiyoruz ' dedi.
Ergen konuşmasında toplu iş cinayetlerinin temelinde asıl olarak rödevans, taşeron ve özelleştirme uygulamalarının yattığını, -lsquo;ocaklarda güvenliği sağlamalıyız' diyen yetkililerin bu uygulamaları devam ettirdiğini belirterek 'bu uygulamalar devam ettikçe iş cinayetleri nasıl durdurulacak?' dedi.
Ergen şöyle devam etti: ' Biliyorsunuz-hellip;.
Özelleştirme furyasının içine ne yazık ki Bursa Linyitleri işletmemiz de alındı.
Özelleştirmeye karşı bir yılı aşkın süredir direnen Yatağan işçileri 'Yeni Somalar olmasın diyorsanız madenlerde özelleştirmeyi durdurun' diyorlardı.
Evet, bugüne kadar yapılan özelleştirmeler, özellikle madenlerdeki özelleştirmeler şunu gösterdi:
Özelleştirme iş cinayetidir. Özelleştirme işsizliktir.Özelleştirme örgütsüzlüktür.
Özelleştirme köle koşullarında çalışmadır. Özelleştirme aynı zamanda, bu halkın, milletin mallarının birilerine peşkeşidir.
Rant aktarımıdır. Bugüne kadar özelleştirmeye karşı direnmeye çalışan işçilere, sendikalara hep denildi ki 'Kim mücadele edip özelleştirmeyi durdurdu ki, siz durduracaksınız.'
Ama Yatağan maden ve enerji işçisi hala mücadele ediyor.
Ben de diyorum ki: İşsizlik, iş cinayeti, yoksulluk, örgütsüzlük, milletin mallarının yağması demek olan özelleştirmeye karşı mücadele etmek, sadece işini, ekmeğini korumak değildir.Bu vatana , millete karşı da bir namus borcunu yerine getirmektir.Biz özelleştirmeye karşı sendikal örgütlülüğümüzle mücadele edeceğiz.Siyasi, hukuki, demokratik direniş -hellip; her yolu deneyerek özelleştirmeyi durdurmaya çalışacağız.
Durdurur muyuz bilemem ama Hicaz'a giden karınca misali yolunda da ölemez miyiz arkadaşlar!..Bunu, sizlerle birlikte yapacağız.Bize destek veren, genel merkezimiz, kardeş sendikalarımız, memleketini, milletini seven, sahip çıkan sivil toplum örgütleriyle birlikte yapacağız.'
Ergen'in konuşmasının ardından divan için bir önerge verildi ve oylandı. Oybirliği ile kabul edilen önerge ile divan başkanlığına Genel Başkan Nurettin Akçul, Divan Başkan Yardımcılığına Genel Sekreter Vedat Ünal, Divan katipliklerine ise Genel Mali Sekreter Durmuş Düzgün ile Genel TİS ve Mevzuat Sekreteri H.Hüseyin Gürbüz seçildi.
Genel Başkan Nurettin Akçul genel kurulda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Yüzyılın en büyük faciası, iş cinayeti Soma'nın acısı tazeyken, yaraları sarılmadan, Ermenek'de yine bir maden faciası ve 18 maden emekçimizi yitirdik.
Ermenek'te hala yeraltındaki maden emekçilerinin cenazeleri çıkartılamadı.Buradan bir kez daha Soma'da, Ermenek'te ve diğer ocaklarda, İstanbul'da asansör cinayetinde kurban verdiğimiz emekçilerimizi rahmetle anıyorum.
Başta sendikamız olmak üzere, iş kolumuzda hemen her kurum yıllardır hemen her düzeydeki sorumlulara, maden facialarının nasıl önüne geçilir, hangi önlemler alınmalı, hangi hatalar yapılmamalı konusunda onlarca rapor verdi.
Ama bunlar ne yazık ki dikkate alınmadı. Geçtiğimiz günlerde Başbakan, Hükümetin iş güvenliği konusunda almayı planladığı önlemleri sıraladı.
Bu düzenlemeleri yapmakta kararlı olduklarını söylediler. Bu konudaki görüşlerimizi Hükümetin ilgili Bakan'ına ilettik.
Eğer yönetenler bu konuda samimiyse, Allah aşkına sormak istiyorum.
Yıllardır sendika olarak ILO'nun 176 Sayılı Madenlerde Sağlık ve Güvenlik Sözleşmesini Türkiye'nin de imzalamasını talep ediyoruz.
ILO sürekli uyarıyor. Yazılı başvurular yaptık, kampanyalar düzenledik.
Tık yok. Soma maden faciası oldu, nihayet Bakanlar Kurulu Meclis'e sevk etti.
Sevkin üzerinden aylar geçti. Ardından Ermenek kazası oldu.
176 sayılı sözleşme Meclis'te hala onaylanmadı. Türkiye'de ocakları iş cinayetleri merkezi olmaktan çıkarmakta kararlılığınızı, niyetinizi göstermek istiyorsanız, Allah aşkına hemen 176 sayılı sözleşmeyi onaylayın.
Türkiye'nin kömür ocaklarında ölümlü iş kazalarındaki birinci sıradaki utanç tablosunu değiştirmenin ilk adımını atın.
Maden cinayetlerinin önüne geçmekte samimiyseniz, kararlıysanız.
Yer altı ocaklarından başlayarak, madenlerde taşeronu yasaklayın.
Kamuda rödevansı yasaklayın.
Maden ocaklarını köstebek yuvaları gibi işlettirmeyin.
Havza Madenciliğine geçin.
Fenni nezaretçinin işverene bağımlılığına, iş kazası riskine seyirci kalmasına son verin.
Sendikalaşmanın önündeki engelleri kaldırın, yeraltında sendikalaşmayı teşvik edin.
Bunları hemen yapın ki, biz de gerçekten iş cinayetlerini sona erdirmede kararlılığı görelim.
Madenleri özelleştirmekten vazgeçin.
Bütün özelleştirmeleri durdurun, maden
işyerlerinde işçinin can güvenliğini sağlamada samimiyseniz maden özelleştirmelerinden vazgeçin. Özelleştirilen ocaklar toplu iş kazalarının merkezi haline geliyor.
Bir de milletin yerine konulamaz varlıklarını birilerine peşkeş çekmeyin.
Sendikacılık hareketi özelleştirmeye karşı ortak mücadele veremedi.
Dahası, özelleştirmeye konusunda ortak bir görüş bile oluşturamadı.
Sendikalar tek tek mücadele etmek zorunda kaldı.
Türk Sendikacılık hareketinin özelleştirmeye karşı mücadelesindeki başarısızlığın en önemli nedeni, bu konuda ortak mücadele verememesidir.
Sendikamız geçmişten beri özelleştirmeye karşı en kararlı mücadeleyiortaya koyan sendikadır.
Elbistan'da 1993 yılında verilen mücadele ile özelleştirme yıllarca ötelendi.
Örgütlü olduğumuz bütün işyerlerindeki özelleştirme girişimlerine karşı mücadele edildi.
Ama, mücadeleye karşın, Çayırhan, Eti Gümüş, Eti Bakır, Seyitömer işletmeleri özelleştirildi.
Biliyorsunuz..
Şimdi Yatağan'da özelleştirmeye karşı maden ve enerji işçileri ortaklaşa bir direniş veriyorlar.
Ülkemiz tarihinin özelleştirmeye karşı en uzun soluklu ve dirençli mücadelesini veriyorlar.
Sendika yönetimi olarak bu mücadelenin sadece yanında değil, önünde olduk.
İhalesi yapıldı.. Devir sürecinde ama arkadaşlarımız direniyorlar.
İşyerlerimizi vermeyeceğiz diyorlar.
Biz de yönetim olarak ' Siz kararlı oldukça sonuna kadar yanınızdayız, birlikteyiz ' diyoruz.
Orhaneli Termik Santralı ile birlikte sizlerin çalıştığı Bursa Linyitleri de özelleştiriliyor.
Hazırlıkları sürüyor.
Buradan sizlere bir söz veriyorum.
Siz bu özelleştirmeye karşı mücadele etme kararlığını gösterdiğiniz sürece, biz sendika olarak sonuna kadar bu mücadeleyi sürdürürüz.
İşte Yatağan orada duruyor, somut örnek.
Siz kararlı oldukça biz mücadeleyi sonuna kadar sürdürürüz.
Değerli işçi arkadaşlarım,
Değerli konuklar,
Kıdem tazminatı ülkemizde işçi sınıfının en temel kazanımlarından birisidir. Kıdem tazminatını kısmak için dokunanın eli yanmıştır.
12 Eylül yönetimi bile kıdem tazminatına ancak tavan getirebilmiştir.Hükümet, kıdem tazminatı fonunu Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce rafa kaldırmıştı.
Şimdi yeniden dillendirmeye başladılar. Kıdem tazminatının özüne dokunan her düzenleme genel grev nedenidir.
Türk-İş Genel Kurulunun kararı vardır. Ben bir daha tekrarlıyorum: Kıdem tazminatı işçilerin sendikaların Çanakkalesi'dir asla geçit vermeyiz'
Genel Başkan Nurettin Akçul'un konuşmasının ardından konuklar söz alarak konuştular.
SEÇİMLER
Genel Kurul sonunda üyeler ile yapılan seçimlerde Şube Başkanlığına Murat Taşdemir, Şube Başkan Vekilliğine İbrahim Özen, Şube Sekreterliğine İslam Kaya, Şube Mali Sekreterliğine Ömer Bedrettin Taşkın, Şube Teşkilat Sekreterliğine ise Serkan Kurter seçildiler.
Şube Disiplin ve Denetim kurulları ise şöyle oluştu.
Denetim Kurulu: Muhammed Kılıç, Kazım Turhan, Nihat Karayılan
Disiplin Kurulu: Halil Şahin, Osman Çilli, Ramazan Deniz.