12. Olağan Genel Kurulumuz Gerçekleşti
Sendikamızın 12. Olağan Genel Kurulu 21 Aralık 2022 tarihinde Ankara'da yapıldı.
Genel Kurul sonunda yapılan seçimlerde Genel Başkanımız Nurettin Akçul yeniden 4 yıllığına genel başkanlık görevine seçilirken, yeni yönetim kurulu şöyle oluştu: Genel Başkan: Nurettin Akçul, Genel Başkan Yardımcısı Şeref Zeyrek, Genel Sekreter Mehmet Ali Çakır, Genel Mali Sekreter Zekeriya Aydın.
Denetim Kuruluna Adil Bölükbaşı, Talih Kocabıyık, Musa Engin, Cumhur Yılmaz ve Murat Çolak seçilirken; Disiplin Kuruluna ise Ali Aygün, Bülent Aydın, Mehmet Sönmez, Ali Uzun ve Memiş Guguş seçildi.
Genel Kurulun açış konuşmasını sendikamız Genel Başkanı Nurettin Akçul yaptı. Akçul konuşmasında şöyle konuştu: Değerli Delegeler, Değerli Misafirler,
Geçtiğimiz dönem, dünyayı derinden etkileyen, küresel bir salgın kriziyle karşı karşıya kaldık.
Bütün insanlığı tehdit eden bu virüs, bütün normallerimizi değiştirdi. Ekonomik ve sosyal hayat durma noktasına geldi. İnsanların bir birine yabancılaştığı, mezar üstüne mezarların konduğu, definlerimizi bile kendimizin yapamadığı, böylesine bunalımlı günlerde dahi, siz madenci kardeşlerim çalışmaya ve alın teri dökmeye devam ettiniz.
Zaten dünyanın en zor işini yapan siz alın teri aslanları! Bir de virüse yakalanma riskini göze aldınız ve üretmeye devam ettiniz. Bir çok işletme iş durdurdu ama siz durmadınız. Hiç kimse biz madencilerin ahiret sigortası olduğunu düşünmesin. Madencinin sigortası; alnının teri, bileğinin gücü ve kazandığı helal lokmadır. Evet madenler çok değerlidir ama madenleri gün yüzüne çıkaran siz madencilerin değeri paha biçilemezdir.
Bu vatan, bu millet, siz değerli kardeşlerime ne kadar minnet duysa azdır.
Değerli Delegeler, Değerli Misafirler,
Pandeminin yarattığı bunca olumsuzlukla mücadele ederken, başka bir kriz de Ukrayna ile Rusya arasında çıktı. Türkiye'nin coğrafi, askerî, politik ve ekonomik açıdan ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seren bu savaş sadece ilgili ülkeleri değil, tüm küresel ekonomiyi ve finansal piyasaları alt üst etti.
Koronavirüs salgını ve savaşla yükselen gıda ve enerji fiyatlarıyla yoksulluk korkutucu boyutlara ulaştı. Ülkemize gelen yabancıların da etkisiyle, konut ve emlak sıkıntısı baş gösterdi.
Ev sahibi olmak hayaldi, şimdi kiracı olmak bile neredeyse imkansız hale geldi.
En kolay ulaşabildiğimiz un, yağ, şeker gibi temel gıda ürünleri stokçuların eline düştü. Enflasyon aldı başını gitti. Fakirin sepeti ile TÜİK'in sepeti çakıştı. TÜİK, sepetindeki ürünleri açıklamayı bıraktı ama biz fakirin sepetini açıklayalım.
Fakirin sepetinde yokluk, yoksulluk ve açlık kaldı.Zeytin sadece geçen ay bile yüzde 31 zamlandı. 35 liralık peynir 150 liraya , tereyağı 190 liraya çıktı.Bir simit alırken dahi zorlanır olduk.
Değerli delegeler, değerli misafirler
Değeri yüksek madenler ve gıda fiyatları artarken, enerji fiyatları da rekor seviyelere ulaştı. Elektrik doğal gaz faturasını ödeyemeyen yüzlerce iş yeri kapandı, vatandaş sağa sola borçlandı, borçlanamayan da soğukta kaldı. Süreç her kesimi etkiledi fakat olumsuz etkisini yine işçi kesimi ve dar gelirli vatandaş hissetti. Fakir iyice fakirleşti, zengin daha da zenginleşti. Kapitalist sistem gün geçtikçe vahşileşti .
Bu düzen, bu sömürü bu şekilde gitmez değerli arkadaşlar.
Bir tarafta açlık, yoksulluk ve yoklukla tehdit eden zengin bir zümre, bir tarafta bu zümrenin zenginliğini üreten pasifleştirilmiş işçi sınıfı.
Biz çalışıyoruz onlar kazanıyor. Biz üretiyoruz onlar yaşıyor,
Değerli Delegeler,
Aldığımız ücretler belli. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu şu dönemde, yılın başında elimize geçen net rakamı, yıl sonunda alamıyor oluşumuz, emeği ile geçinen herkesi perişan etti.Pazarda markette her gün fiyatlar artıyor ama işçilerin artması gereken ücretleri, vergi dilimleri nedeniyle yıl içerisinde düşüyor.Ocak ayında kazandığımız ücreti Nisan ayında alamaz duruma geldik.
2000 senesinde asgari ücretin yaklaşık 23 katı ile ikinci vergi dilimine girilirken bu rakam 2010 yılında 12 katına, günümüze bakarsak 4 katına düşmüş.
Yani 2000 yılındaki ilk vergi dilimi baz olarak kabul edilip, yeniden değerleme oranına göre artırılsaydı 2022'de ilk vergi dilimi 81 bin 689 TL olarak uygulanacaktı. Ancak bu yıl ilk vergi dilimi 32 bin TL olarak uygulandı. Ücretlere yapılan zamlar, kitabına uydurularak elimizden geri alınıyor. Verdiğinden fazlası geri alınan bir maliye politikası olamaz ve olmamalıdır.Adil olmayan bu sistemin bir an önce düzeltilmesi kaçınılmaz olmuştur. Emeğiyle geçinenlerin vergi yükü altında ezilmesine, artık son verilmelidir.
Değerli delegeler,
Bizim bizden başka dostumuz yok
Örgütlenmeli, güçlenmeli ve birlikte hareket etmeliyiz.Emeğin üzerine kurulmuş bu sömürü düzeninden kurtulmalıyız. Kişisel çıkarlarımız için değil; maden işçisinin çıkarları için mücadele etmeliyiz. Güçlünün değil haklının, Ezenin değil ezilenin, Mağrurun değil mağdurun , Haksızın değil adaletin yanında durmalıyız.
Hedef bellidir. Maden İşçisi hak ettiği yere mutlaka gelmelidir.
Bu sözler burada andımız olsun. Yolunuz yolumuzdur!
Başarıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz.
Yaşasın Maden işçisi
Değerli Delegeler,
Ekonomik buhranın yaşandığı bu süreçte,bizler de, üyelerimizin bu krizden etkilenmemeleri için ne gibi çözümler üretebiliriz bunun için çalıştık.
Kamu toplu iş sözleşmelerinde, çerçeve anlaşmasının dışında kalarak, Türk-İş'imizin değerli genel başkanı Ergün Atalay'ın da sonsuz desteği ve katkılarıyla teklif edilen oranların çok üstünde kazanımlar sağladık.
Özel sektörde de üyelerimizin beklentilerini büyük oranda karşılamaya çalıştık. Günümüz koşullarına uygun ek protokoller yaptık. Üyelerimizin beklentilerinin bir kısmını karşılamış olsak da bir kısmında memnun edici rakamlara ulaşamadık.
Önümüzdeki süreçte bu mağduriyetleri ne pahasına olursa olsun gidereceğiz.
Öte yandan,, banka promosyonları, kamuda çalışanlar için güncellenirken,özel sektörde çalışanların sadece bir kısmı bu haktan yararlanabildi. Sendika olarak bütün girişimlerimize ve gayretimize rağmen bazı firmalar bankalarla görüşmeyi geciktirdi.
Buradan o firmalara sesleniyoruz, promosyon bekleyen arkadaşlar var ve promosyonlar artık hak durumuna geldi.Ocak ayının sonuna kadar bu sorun çözülmeli herkes promosyon almalıdır. Biz bunun da takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Herkes şunu çok iyi bilsin ki emekçinin hakkını yiyen iki cihanda iflah olmaz, maden işçisinin ahı da hiç kimsede kalmaz.
Değerli Delegeler,
Madencilik işkolumuzda çözüm bekleyen sorunlardan biri de, yerüstünde çalışan madencilerimizin fiili hizmet zammından yararlanamıyor olmasıdır.
Yeraltı madenciliğinin çok zor ve riskli olması sebebiyle , yeraltı madencilerine özel bazı haklar tanınmıştır.
Tabi ki bu haklar, onların analarının ak sütü gibi helaldir, hatta yeterli bile değildir. Fiili hizmet zammı süresi , yeraltında çalışan arkadaşlarımıza yılda 180 gün, ilave edilerek uygulanmaktadır.
Yeraltına tanınan bütün hakların aynısını tabi ki istemiyoruz ama en azından yılda 90 gün ilavelik bir iyileştirmeyi istemek en tabii hakkımız olsa gerek.
Çöllolar ve Şirvan'da yaşanan maden kazaları , yerüstünde çalışanlar için de, tehlikenin ne boyutta olduğunun açık kanıtıdır.
Değerli Delegeler, değerli misafirler,
Madencilik başlı başına çok ağır bir işkoludur. bakır, krom, altın, antimuan gibi yeraltı metal madenciliği yapan işyerlerinde çalışan madencilerin de , kömür madenciliğine tanınan haklardan kısmi olarak faydalandırılması gerekmektedir. Bu iki alanda da ivedilikle bir düzenleme yapılmalıdır.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bu konularda tüm gayretimizle çalışıyor ve sonuç almak için elimizden gelen tüm çabayı sürdürüyoruz. Her zaman olduğu gibi bu konuda da kararlıyız.
Değerli Delegeler, Değerli Misafirler
Çalışma hayatının en önemli sorunlarından biri de bildiğimiz gibi iş kazaları ve iş cinayetleri. Geçtiğimiz dönemde yüzlerce emekçi, ya iş kazalarında hayatını kaybetti ya da iş cinayetlerine kurban gitti. Mevzuatta yapılan onca iyileştirmeye rağmen, ölümler son bulmadı.
Soma faciasının acısını hala yaşarken, geçtiğimiz ay bir kara haber de Bartın Amasra'dan geldi.42 madencinin hayatını kaybetmesiyle kamuoyu bizi bir kez daha hatırladı ve yine toplu ölünce gündem yaptı. Biz artık gündeme ölümlerle ve iş cinayetleriyle gelmek istemiyoruz. Biz madencileri ölmeden hatırlayın, biz ölmeden önlem alın diyoruz.Bizi yaşatacak olan şey geçici gündemler değildir, ölümlerden önce alınacak tedbirler ve denetimlerdir.
Devlet, İşveren, işçi, sendika, Herkes sorumluluğunu bilmeli,taşın altına eline koymalı ve artık bu kıyım son bulmalıdır.
Değerli delegeler, değerli konuklar
İşçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarına Soma faciasını yaşamış bir sendika olarak çok daha fazla önem veriyoruz.
Geçen dönemi eğitim dönemi olarak ilan etmemizdeki en büyük neden üyelerimizle bir araya gelip, İSG uygulamalarının önemini karşılıklı olarak anlamak ve anlatmaktı. Nitekim Sendikamız tarafından hazırlanan, İSG İçin İşveren, İşçi ve Aileler El Ele adlı projemiz, bizi yüzlerce üyemiz ve aileleriyle bir araya getirdi. Projemiz, yoğun ilgi gördü. Yine genel merkezimizde hazırladığımız sınıfta eğitimlerimiz pandemi dönemi hariç, kesintili de olsa başarıyla tamamlandı.
İSG uygulamalarının önemini bir kez daha anlattık bir kez daha vurguladık.
Buradan tekrar duyuruyoruz. Bizim yetkimiz ve sınırımız belli. Sektör bileşenlerinin katılımıyla acil durum eylem planı hazırlanmalı ve acilen uygulanmalıdır.Tüm tarafların; odalar, üniversiteler, sendikaların katılımıyla madencilik zirvesi düzenlenmeli ve alınan kararlar ivedilikle hayata geçirilmelidir.Hatta her zaman dile getirdiğimiz 'maden bakanlığının kurulması' önerimiz daha fazla vakit kaybetmeden dikkate alınmalıdır.
Nasıl ki basın-iş, deniz-iş kanunları varsa, neden madencilik kanunu olmasın. Madencilikle ilgili tüm mevzuat derlenip düzenlenmeli ve Maden iş kanunu başlığı altında güncellenmelidir. Bu konudaki Israrcı çabalarımız devam edecektir. Bu çabalarımızın sonuçlanması ve taleplerimizin karşılık bulması için daha kaç kere ölmeli, kaç madencimizi kurban vermeliyiz. Hep söylüyoruz, kazalar önlenebilir ve madenciler yaşatılabilir.
Buradan Soma'da, Bartın'da ve diğer madenlerde şehit olmuş bütün madencilerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Allah gani gani rahmet eylesin, ruhları şad olsun.
Değerli delegeler , değerli misafirler
Çalışma hayatını ve işçi sınıfını ilgilendiren, özelleştirme, kıdem tazminatı, kitlerde kadro konuları da gündemdeki yerini korumaktadır. Her yıl muhakkak masaya yatırılan ve işçinin nabzı yoklanan kıdem tazminatı ile ilgili spekülasyonlar her seferinde bizi oldukça rahatsız etmektedir. Kıdem tazminatı Türk-İş konfederasyonumuzun ve bizim kırmızı çizgimizdir. Kıdem Tazminatı dokunulamaz ve geriye götürülemez bir haktır.
Özelleştirme uygulamalarıyla ilgili tavrımız ve duruşumuz da bellidir.
Eynez açık ocak bölgesinin kısmen özelleştirme girişimlerine karşı,Ege Linyit İşletmesi çalışanlarının 43 günlük mücadelesi ve Türk İşimizin Genel Başkanı Ergün Atalay'ın önderliğindeki çabalarımız ve direnişimiz özelleştirme girişimlerini durdurdu ve zafer biz maden işçilerinin oldu. Bundan sonra da aynı kararlılık ve istikrarla , işyerlerimize sahip çıkacak, özelleştirme uygulamalarına karşı duracağız.
Buradan sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez, Bakan yardımcısı Şeref Kalaycı ve TKİ Genel Müdürü Hasan Hüseyin Erdoğan'a bu süreçte bize verdikleri katkılardan dolayı teşekkürü bir borç bilirim.
Değerli delegeler,
Ülkemizin en önemli kuruluşlarının yer aldığı, TKİ, Eti Maden, TTK, EUAŞ gibi işletmelerde çalışan taşeron işçileri hala kadro beklemektedir.
Her seçim döneminde kamuoyunda bir beklenti yaratıldı ve KİTlerde çalışan taşeron işçisine kadro verileceği söylendi.Bu konu artık seçim malzemesi olmaktan çıkmalı ve bu arkadaşlara kadro verilmelidir. haktan eşitlikten söz edecekse yetkililer, önce bu adaletsizliğe son vermelidir.
Aynı saatte kalkıp, aynı işe gidip, aynı işi yapan iki kişiden biri farklı, diğeri farklı muamele görmemelidir.
Bu ayrımcılık iş barışını bozduğu gibi, emekçiye yapılan en büyük haksızlıklardan biridir. Kitlerde çalışan bütün taşeron işçiler için acil bir düzenleme yapılmalı, herkes hakkı olan kadroya kavuşmalıdır.
Değerli delegeler, Değerli misafirler
Ülkemiz , jeopolitik konumu gereği , çok stratejik bir öneme sahiptir ve
yüz yıllardır ülkemizde gözü olan emperyalist güçlerin hedefinde olmuştur.
Bu güçler terörü beslemiş, ülkemizin yıllardır kardeşçe yaşayan insanını ayrıştırmayı hedeflemişlerdir.
Niyetleri ve amaçları bellidir.
Milli birliğimiz ve güvenliğimizi bozmak isteyen hiçbir kuvvet, bu ülkenin insanlarının kardeşliğini asla ve asla bozamayacak, hain emellerine ulaşamayacaktır.Bugüne kadar vatanı için şehit olmuş asker, polis, sivil bütün vatandaşlarımıza
Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz.
Değerli Delegeler, Değerli Misafirler
Sözlerime son vermeden önce, bir maden işçisi olmaktan, Türkiye Maden-İş ailesinin bir üyesi olmaktan, sizlerle aynı safta yer almaktan ve sizlere hizmet vermekten, siz değeri paha biçilmez alınteri aslanlarının bir ağabeyi, bir kardeşi olmaktan duyduğum gururu ve mutluluğu tarif edemem.
Bu yola baş koyduğum günden beri, tek amacım sizlerin refahı için çalışmak oldu. Hiç kimse başarı merdivenlerine eli cebinde tırmanmamıştır. Sizlerin desteği ve yardımıyla çok ilerlemeler kaydettik . Başarı bir yolculuktur ve bu yolculukta bize eşlik eden siz yol arkadaşlarımız! Ortada bir başarı varsa, bu, hepimizin başarısıdır.
Değerli delege ler
Bu yolda bazen kellem koltukta gezdim ama mücadele azmimi ve kararlılığımı sizlerden aldığım güçle hep ileriye taşıdım. Hiç kimseyi ötekileştirmedim . Herkesi dinledim, her sese kulak verdim. Her bir maden işçisini öz ailemin ferdi gibi gördüm ve Üyelerimizin sorunlarına canla başla ve yılmadan çözüm aradım. Hiç kimseyi incitmemeye özen gösterdim. Hep dostluktan kardeşlikten iyilikten yana oldum.Yine sizlerle birlikte sonuna kadar mücadele etmeye ve sizin menfaatinizi gözetmeye yönetimimle birlikte devam edeceğim.
Hasetlik ve kıskançlıkla bu kuruma zarar vermek isteyenler, aslında maden işçisine ihanet edenlerdir.
Muhalif olmakla ihanet etmek arasındaki çizgiyi aşanlara hiç taviz vermedik bundan sonra da vermeyeceğiz. İki yüzlü politikalar üretenlerle, bu kurumu rant kapısı olarak gören hainlerle de sürekli mücadele ettik. Bunun için çok ağır bedeller ödedim ve ödediğim bedele karşılık sadece şunu diledim.
Var olsun maden işçisi!
Var olsun alın teri aslanları!
Var olsun haklıların mücadelesi!
Yaşasın maden işçisi yaşasın madencilerin birlikteliği!
Değerli delege arkadaşlarım
Unutmayın ki beklersek bize sunulanı, mücadele edersek istediğimizi alırız.
Genel kurulumuzun ülkemize, maden işçilerine, sendikamıza, işçi hareketine katkılar sağlayacak hayırlı sonuçlar getirmesi temennilerimle, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum, sizleri en içten duygularımla selamlıyorum. Var olun, sağlık ve huzur dolu günlerde yaşayın. Allah yar ve yardımcımız olsun, Allah'a emanet olun,