TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞMESİ SENDİKACILIK HAREKETİNİN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİDİR...
HABER / DUYURU

TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞMESİ SENDİKACILIK HAREKETİNİN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİDİR...

Türkiye Maden İş Sendikası -
EMEK KONFEDERASYONLARININ TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞMESİ SENDİKACILIK HAREKETİNİN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİDİR...

Türkiye Maden İşçileri Sendikası Başkanlar Kurulu 31 Ağustos 2006 Perşembe günü Ankara'da gerçekleştirdiği olağan toplantısında, ülkemizin ekonomik, sosyal, demokratik alanları ile sendikacılık hareketindeki gelişmeleri değerlendirmiş, sözkonusu konulara ilişkin olarak oluşan görüşleri ve alınan kararları aşağıdaki sonuç bildirisiyle işçilere ve kamuoyuna açıklanmasını kararlaştırmıştır:



- Uygulanan ekonomik politikayla, ülkemiz ekonomisi sıcak-spekülatif paranın baskısı altında, yatırım, üretim ve istihdam yaratmayan, toplumsal refahı artırmayan, tüketim ve ithalata dayalı bir ekonomik büyüme gerçekleştiren, bir ekonomi haline gelmiştir. İşsizlik, yanıltıcı resmi rakamların ötesinde yüzde 20'lere dayanırken, yoksulluk sınırının altındaki nüfus artmıştır. Başta dar ve sabit gelirli kesimler ve tarım kesimi olmak üzere toplumun her kesiminden yükselen tepkiler had safhaya ulaşmıştır. Hükümetin, şapkasını önüne koyup düşünmesi, ülkeyi üretim ve yatırımdan uzaklaştıran, yalancı cennet sunan IMF politikalarına son verip, yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı teşvik eden bir ekonomik politikayı yürürlüğe koyması gerekmektedir.
- Başkanlar Kurulumuz, Lübnan'a asker gönderilmesi konusunu, TBMM'nin bir başka ülkenin çıkarları temelinde ya da sözkonusu ülkenin talebi çerçevesinde değil, kendi ulusal çıkarları, kalıcı komşuluk ilişkileri, bölgesel dengeler ve geleneksel devlet politikası çerçevesinde değerlendireceği ve karar vereceği inancı içindedir.
- Türkiye Maden İşçileri Sendikası Başkanlar Kurulu, öncelikle ülkemizde sendikacılık hareketinin küreselleşme ve neo-liberal politikalarla gündeme getirilen başta özelleştirme ve taşeron uygulamaları olmak üzere anti-sendikal uygulamalar ile sürekli kan kaybetmeye devam ettiğine dikkati çekmektedir.

Bu kan kaybı, işçi sınıfının kazanımlarındaki gerilemeden de açıkça görülmektedir. Cumhurbaşkanımızın Anayasa Mahkemesi'ne iptal istemiyle götürdüğü Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigorta Yasaları ve taşeron işçilerine ilişkin 1 Temmuz 2007'de çıkartılan 5538 sayılı yasanın 18. maddesi hak kayıplarına güncel örneklerdir.

Buradan hareketle, sendikacılık hareketinin güçlenmesi ve anti-sendikal uygulamalara karşı güçlü biçimde karşı koyabilmenın yolu sendikal birleşme ve yaygın örgütlenmeler den geçmektedir.Bu çerçevede zaman geçirilmeden konfederasyonumuz Türk-İş konfederatif ve sendikal düzeyde birleşmeler için konfederasyonlar düzeyinde girişimlere başlamalı ve örgütlenmenin önündeki yasal ve idari engellerin kaldırılma mücadelesi Türk-İş olarak en öncelikli gündemimiz olmalıdır.
- Ülkemizde her geçen gün yaygınlaşlaşan taşeron uygulamalarıyla, her türlü sosyal haktan, güvenceden yoksun, sendikasız çalışmanın esas olduğu bir vahşi ücretli kölelik düzeni oluşturulmaya çalışılmaktadır. 1 Temmuz 2006 tarihinde çıkartılan yasa ile de kamu işletmelerindeki taşeron işçilerinin ana işyerindeki toplu iş sözleşmesindeki öngörülenler ile diğer haklardan yararlanmaları engellenerek, vahşi kölelikten kurtulmanın yasaklanması da bu düzenin tüm çalışma yaşamına egemen kılınmaya çalışıldığının açık kanıtıdır.



Böyle bir çalışma düzeninin önüne geçmek için Türk-İş ve diğer işçi konfederasyanlarının, 1 Temmuz 2007'de yasalaşan, 5538 sayılı yasanın 4857 sayılı yasada değişiklik yapan 18. maddesinin taşeron işçilerinin ana işyerindeki toplu iş sözleşmesi ile sağlanan haklardan yararlanmalarının önünün açılmasını saglayacak biçimde ivedilikle değiştirilmesi için hükümet düzeyinde gerekli girişimle yapılmalı, etkili bir mücadele ortaya koyulmalıdır.
- Taşeronlaştırma, sendikamızın örgütlü olduğu ve kamu eliyle işletilmesi zorunlu olan Bor Madenleri İşletmeleri'nde de her geçen daha fazla yaygınlaştırılmaktadır. Eti Maden İşleri Genel Müdürlüğü taşeronlaştırmayı hem bu işletmelerin sinsice özelleştirilmesi, hem de bu işletmelerde vahşi kölelik düzeninin oluşturulması için araç olarak kullanılmaktadır. Bor işletmelerindeki taşeron işçisi sayısı işletmenin kadrolu işçi sayısının yarısına yaklaşmıştır. Taşeron uygulamasıyla, emek maliyetini düşürdüğü savunmasını yapan genel müdürlüğün, üretim maliyetini düşürmenin en akılcı ve basit yolunun üretime katkısı olmayan ve çok şişkin olan üretim dışı personel kadrosunu azaltılarak, üretimdeki işçi sayısının artırılmasından geçtiğini görmezden gelmesi, gizli özelleştirme ve vahşi kölelik düzeni oluşturma amacını açık biçimde ortaya koymaktadır. Eti Maden İşleri Genel Müdürlüğü?nü devlet eliyle işletilmesi ve pazarlanması zorunlu olan bor işletmelerinde, taşeron uygulamasını yaygınlaştırmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.

İşverenler son dönemde işçi sınıfı ve sendikacılık hareketinin kazanımlarını ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerini yoğunlaştırdılar. İşverenler, kıdem tazminatı miktarının azaltılmasını, fona devredilmesini ve bu fonun da işsizlik sigortasından aktarılacak kaynak ile finansmanının sağlanmasını istemektedir. Kıdem tazminatı, ülkemizde işçi sınıfının en önemli kazanımlarından birisi ve işçilerin en önemli iş güvencesidir.Başkanlar Kurulumuz, kıdem tazminatı hakkının sınırlandırılması girişimlerine karşı sendikacılık hareketinin asla izin vermeyeceği inanç ve kararlığındadır.İşsizlik sigortası fonunun da amacı dışında kullanılması girişimleri de nereden ve hangi nedenle gelirse kesinlikle izin verilmemesi gerektiği görüşündedir.