Soma Şubesi Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti
HABER / DUYURU

Soma Şubesi Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti

Türkiye Maden İş Sendikası -

Sendikamız Soma Şubesi 2. Olağan Genel Kongresi 3 Kasım 2018 tarihinde gerçekleşti. Mevcut şube başkanımız Şevket Şahin başkanlık görevine 4 yıllığına tekrar seçildi.

Kongreye Ak Parti Manisa Milletvekili M. Ali Özkan, Belediye Başkanı Ali Tulup, Ak Parti İlçe Başkanı M. Ali Aksoy, MHP İlçe Başkanı Murat Maan, sendikamız Genel Başkanı Nurettin Akçul, Genel Sekreter Tamer Küçükgençay, Genel Mali Sekreter Zekeriya Aydın, Genel Teşkilat Sekreteri Yasin Karatay, Genel TİS ve Mevzuat Sekreteri H.Hüseyin Gürbüz, Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Çümen, sendikamıza bağlı şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, çeşitli sendika ve şube temsilcileri ile delegeler katıldı.

Seçimde şube başkanlığına Şevket Şahin, Şube başkan vekilliğine Selçuk Metin, Şube sekreterliğine Hamza Arslan, Şube mali sekreterliğine Ali Uzun, Şube teşkilatlandırma sekreterliğine ise Zeki Özgen seçildi.

Sendikamız Genel Sekreteri Tamer Küçükgençay’ın divan başkanlığını yürüttüğü kongre, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı

Sendikamız Genel Başkanı Nurettin Akçul kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

"Değerli arkadaşlar,

Yapmış olduğunuz delege seçiminden sonra şimdi sizler buradasınız. Seçimler , demokratik yapıların demokratik sonuçlarıdır. Bu seçimler kaybedeni olmayan, herkesin kazandığı bir demokrasi şölenidir . Sizler kazandınız, Soma kazandı, bölge kazandı. Herkese hayırlı uğurlu olsun.
Soma deyince , maalesef aklımıza Soma faciası geliyor hemen. Buradan Soma faciasında kaybettiğimiz 301 maden şehidimizi rahmetle anıyorum. Ermenek’te, Siirt’te ve diğer madenlerde kaybettiğimiz bütün emekçilerimizi rahmetle anıyorum. Vatan uğruna şehit olan asker, polis, sivil bütün şehitlerimizi ve vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun.

Değerli arkadaşlar,

Madencilik ağır bir iş koludur. Ölümlü iş kazaları, yaralanma, özürlü kalma ve meslek hastalıklarının en çok yaşandığı bu sektörle ilgili, gerek devlet, gerek işveren, gerekse sendikalar tarafından zaman içinde gerekli adımlar yerine getirilmiş ve özellikle yeraltında çalışan madenciler için gerekli olan tüm mevzuat değişiklikleri yapılmıştır.
Fiili hizmet zammı süresi , yeraltında çalışan işçilere ½ oranında uygulanmakta, işçilere erken yaşta ve iyi koşullarda emeklilik hakkı tanınmaktadır. Kanunlarda diğer bazı mesleklere de bu ayrıcalıktan yararlanma hakkı verilirken, tehlikeli işkolu olarak tanımlanan yerüstü maden işçileri ise bu haktan yararlanamamaktadır.

Yeraltı madenciliği kadar yıpratıcı olmamakla birlikte yerüstünde çalışan madenciler de bir çok tehlike ve risklerle karşı karşıyadır. Yerüstü madencilik sahasında yaşanan kazalar ve meslek hastalıkları sebebiyle sürekli iş göremeyen işçi sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Çöllolar ve Şirvan’da yaşadığımız kazalar da gösteriyor ki, yerüstünde de maalesef toplu ölümler yaşıyoruz. Heyelan, şev kayması, patlayıcı kullanımı, kayma, düşme gibi onlarca riski de sayarsak, tehlikenin boyutları daha da iyi anlaşılmış olacaktır. Kısaca demek istiyoruz ki yer üstünde çalışan maden işçileri için de fiili hizmet zammı süresi uygulamasıyla adil bir çerçeve oluşturulmalıdır.
Risk analizleri ve bilimsel veriler ışığında yerüstü işçilerine de takdir edilecek bir oranda fiili hizmet zammı süresinden yararlanma imkanı verilmelidir. Maden-İş olarak 9 Eylül Üniversitesi ile ortak bir çalışma yaptık. Rapor hazırlandı ve ilgili mercilere sunuldu. Talebimiz odur ki yerüstü çalışanları için de ivedilikle bir düzenleme yapılmalı, emeklilikte katkı yaratacak bir uygulama hayata geçirilmelidir. Biz Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak bu konunun takipçisiyiz ve olmaya da devam edeceğiz.

Değerli arkadaşlar,

Kıdem tazminatı yine döndü dolaştı kamuoyunun gündemine oturdu. Bireysel hesaba dayalı bir kıdem reformundan bahsediliyor. Biz artık her dönem kıdem tazminatıyla ilgili açıklama yapmaktan bıktık, önümüze pişirip pişirip koyanlar bıkmadı. Kıdem tazminatı işçinin, emekçinin güvencesidir, sigortasıdır .
Evimize ekmek götürme derdinden başka derdimiz yoktur. Alacağımız üç beş kuruş kıdemimize göz dikenler çok iyi bilmelidir ki, işçinin emekçinin kaybedecek çok da şeyi yoktur. Alacağı tazminatla belki yıllarca özlemini çektiği kendi evine kavuşacak , belki çocuklarının düğün masraflarını karşılayacak, belki bir tedavisi için harcayacak belki de birikmiş borçlarını kapatacaktır. Hayat şartlarının altında ezilen, neredeyse karın tokluğuna çalıştırılan , hiçbir sosyal yaşantısı dahi olamayan işçinin kıdemine de dokunursanız, elinden bütün güvencesini almış olursunuz.
Bizim tartışmaya dahi açmayacağımız konu, mevcut hakların tırpanlanmaya çalışılması ya da haklardan geriye gidiş olma ihtimalidir. Yoksa kıdem tazminatı almakta güçlük çekenler ya da hiç alamayanlar için tabi ki çalışma yapılmalı, bir düzenleme getirilmelidir. Biz kıdem tazminatı almayanlar için yapılacak iyileştirmelerin düzenlemelerin tabi ki destekçisi de oluruz ama mevcut haklardan geriye bir adım dahi atılmasına da asla müsaade etmeyiz. Türk-İş genel kurulunda alınan karar doğrultusunda kıdem tazminatı elbette bizim de kırmızı çizgimizdir. Kıdem tazminatıyla ilgili işçinin aleyhine olacak planlama yapanlar, emekçinin vereceği mücadeleyi de göz ardı etmemelidir. Çünkü biz bu konuda sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Değerli arkadaşlar,

Türk-İş Başkanımız Ergün Atalay’ın öncülüğünde, taşeron işçilerin kadroya alınması meselesi uzun yıllar sonra sonuçlandı. 800 bin civarında taşeron işçi kadroya geçirildi. Buradan emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz .
800 bin kişi kadroya geçirilirken ne yazık ki, asıl işi yapmalarına rağmen bu uygulamadan muaf tutulan 50 bin kadar KİT çalışanına haksızlık yapıldı . Binlerce emekçiye kadro verirken bir kısmın üvey evlat muamelesi yapılması bizleri üzmektedir. KİT’lerde çalışan bütün taşeron işçiler için de acil bir düzenleme yapılmalı ve herkes kadro hakkına kavuşmalıdır. Bir tek taşeron işçisinin bile, kapsam dışında bırakılmasının hiçbir mazereti olamaz. Emekçisine, işçisine, memuruna sahip çıkan ve aralarındaki adaleti gözeten devlet anlayışı bunu gerektirir. Türk-İş’in öncülüğünde bizler de bu konudaki mücadelemizi sürdürecek ve örgütlü olduğumuz TKİ, ETİ Maden, EUAŞ gibi kurumlarda çalışan, tüm taşeron ve geçici işçi statüsündeki emekçilerimizin haklarını sonuna kadar savunacağız.
Medyanın, basının manşetlerine baktığımızda da bambaşka bir hava yaratılmaya çalışılıyor. KİT’lere kadro geldi, KİT’teki taşeron kadroya geçecek, manşetleriyle müjde verir gibi yapılan haberleri anlamakta da zorluk çekiyoruz.

Değerli arkadaşlar,

Sözlerime burada son verirken kongremizin ülkemize, maden işçilerine, Soma’ya hayırlı olmasını diliyor, çalışma hayatınızda kazasız belasız huzurlu günler diliyorum”.

Sendikamız Soma Şube Başkanı Şevket Şahin de burada yaptığı konuşmada: “Üç yıl göz açıp kapanana kadar geçti. Üç yıl önce Ege Bölge Şubesi Soma’da tek şubeydi. Bir facia ile şubemiz bölündü. Özel sektörde iki tane daha şubemiz mevcut hale geldi. Üç yıl önce 1. Olağan Genel Kurulumuzu yaptık. O seçim bizim için önemliydi, müteşebbis heyet ile yönetim kuruluna girdik. Aynı yönetim kuruluyla seçime girdik. Birinci seçimde genelde kişiye dayalı yani kişisel faktörlerle seçimi kazandık. İlk dönemimiz geçtikten sonra bugün yaptığımız seçim, bizim için daha önemliydi. Neden önemliydi? Bugün işçi arkadaşlarımızın kantarına çıktık, artık bizi tanıdılar. Allah yüzümüzü karartmadı, sevdiklerimize karşı başımızı öne eğdirtmedi. İşçi arkadaşlarımızın teveccühü ile ikinci seçimimizi daha fazla bir farkla kazandık.

İkinci seçimde aralarında fikir ayrılıkları olan muhalefet karşımıza birleşerek çıktı. Bunun yanında farklı dernek, siyasi parti ve STK’ların buraya müdahil olması bizi etkiledi. Biz, Maden İşçileri Sendikası Soma Şubesi olarak hiç kimsenin, hiçbir derneğin, hiçbir siyasi partinin kendi iç işlerine, seçimlerine hiçbir şekilde müdahil olmadık. Olmayız da.

Biz ne kaybettik, hiç bir şey. Onlar neyi kaybetti?.. bizi kaybetti. Bizim dostluğumuzu, arkadaşlığımızı, kardeşliğimizi kaybettiler. Şunu bilmelerini isterim. Biz sadece Allah’a baş eğeriz. Kişilere, kullara baş eğmeyiz. Ve sonuna kadarda böyle olacak. Biz, hesap sorulması gereken yerlerde sadece hesabını sorarız. Bizin hiç kimseden ve hiçbir zümreden çekincemiz yok. O yüzden bu seçim bizim için önemliydi.
Ben bundan sonra yapılacak genel kurulların artık değişmesi gerektiğine inanıyorum ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz. Ben, genel kurulların işçisinin, yönetim kurullarının, muhalefet işçisinin bir araya gelerek, dertlerini, sorunlarını, geleceği, geçmişi tartışarak bir genel kurul hayal ediyorum. Allah nasip ederse bir dahaki seçimde bu söylediklerimizi yapacağız.

Arkadaşlar, ELİ’nin 2010 yılından beri yaptığı degebaj ve yaptığı kömür üretimi maalesef ileri değil de geriye doğru gidiyor. Ben madenlerde 25 yıl çalıştım. Madende çalışmanın nasıl olduğunu çok iyi bilenlerdenim. Kurumumuzun bu duruma düşmesi, bizleri çok derinden üzüyor.
Ege Linyit İşletmesi yalnızca Soma’nın değil, Türkiye’nin de gözbebeği olan kurumlarından. Ülkeye kattığı katma değer ile vergi sıralamasında beş yıl öncesine kadar liste başı olan bir kurumdu. Yarattığı istihdamla bizlere ekmek verdi, iş verdi. Özel sektöre rödevans sahaları vererek, üretime dayalı hem de istihdama dayalı sahalarını açtı. Bunda kim kaybetti, elbette kimse kaybetmedi. Milli ekonomimiz, devletimiz ve Somamız kazandı. Yeni yapılan ihalelerle de inşallah daha fazla insan, daha fazla üretim ile ilçemize faydası olacak. Ama bir gerçek var ki; ELİ’nin üretim gün geçtikçe düşüyor. Bizler eğer ELİ kapanacaksa bunu bilmek zorundayız. Yıllardır yatırım için verilen sözler tutulmadı. Bugün ELİ’deki taşıma gurubu araçlar 1985 model araçlardan oluşuyor. 85 model araçlarla bu yükü taşımaya çalışıyoruz. Günü geçmiş, modası geçmiş iş makineleri ile çalışıyoruz. 10 senede üretim yarı yarıya düşmüş. 21 milyon metreküpten 9.08 milyon metreküpe kadar düştü. Biz üretmek istiyoruz, çalışmak istiyoruz. Ürettiğimizden de daha fazla pay istiyoruz. Biz ELİ İşletmesinin açık ocak marifetiyle üretim yapmasının yanı sıra, mutlaka yer altına da inmesini istiyoruz. Yer altı ocaklarını tekrar açsın. ELİ’nin elinde yeterli araç gereç ve insan kaynağı var” dedi.

Ak Parti Manisa Milletvekili M. Ali Özkan da burada yaptığı konuşmada şöyle konuştu:
“Bugün Soma’da dört sendikamızda 10 binin üzerinde işçimiz örgütlü bulunmakta. Dolayısıyla Soma örgütlü bir toplum. Sendikal örgütlenmeler sivil toplumun güçlenmesi gerekse demokrasinin tüm kurumlarıyla yerleşmesi bakımından son derece önemli.
Değerli şube başkanım ve genel başkanım çeşitli hususlara değindiler, genelde haklılar. Bu şehirden seçilmiş kardeşiniz olarak gerek ben, gerek diğer dört milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Manisa’mızın, Soma’mızın ve diğer ilçelerimizin sorunlarını ve ihtiyaçlarını giderilmesi noktasında gayretle çalışmaktayız. Bu anlamda sivil toplum örgütlerinden ve hemşerilerimizden ciddi manada destek görmekteyiz.
Bildiğiniz gibi Soma bir maden şehri. Varlık sebebimiz büyük ölçüde kömüre dayalı. Eğer Cenab-I Allah bu şehre kömür gibi bir nimeti vermeseydi, bugün burada, bu salonda olmayacaktık. Soma belki de 10-15 bin nüfuslu, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan bir ilçe konumunda olacaktı. Ama bugün 110 bin nüfusuyla ve sahip olduğu yer altı zenginlikleriyle büyün Türkiye’de bilinen, Türkiye’nin enerji sektöründeki lokomotifi olan bir ilçe.

Bu ilçedeki kıymetli yer altı varlığının daha çok ve kızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması noktasında hepimiz gayret göstermek durumundayız. ELİ bu mahiyette bu işin düzenleyicisi, denetleyicisi konumundadır. ELİ’nin kapatılması ya da lağvedilmesi asla söz konusu değildir.
Türkiye Maden İşçileri Genel Başkanı Nurettin Akçul’un kıdem tazminatları konusundaki söylemleri elbette ki haklıdır. Bu uzun zamandır tartışılan bir konu. Bu husus sosyal tarafları olan bir konu ve asla ben yaptım oldu mantığı ile çözümlenmeyecektir. Zaten uzun zamandır bir yandan bakanlıklarımız, bir yandan sendikalarımız konu üzerine tartışıp, görüşüyorlar. Tüm sosyal tarafların anlaşmasıyla, uzlaşmasıyla ve kesinlikle işçinin mağdur edilmeyeceği bir sonuca bağlanacaktır”.