SENDİKAMIZDAN SOMA KOMİSYONUNA SUNUM
HABER / DUYURU

SENDİKAMIZDAN SOMA KOMİSYONUNA SUNUM

Türkiye Maden İş Sendikası -

Sendikamız Yönetim Kurulu, TBMM'de Manisa'nın Soma İlçesinde meydana gelen maden kazalarının araştırılarak alınması gereken İş Sağlığı ve Güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi amacıyla, Meclis Araştırma Komisyonunun daveti üzerine komisyona giderek faciaya ilişkin değerlendirmelerini ve bu tür faciaların yaşanmaması için alınması gereken önlemler konusunda öneri ve taleplerini anlattı.

02 .07.2014 Çarşamba günü yapılan komisyon toplantısına sendikamız Genel Sekreteri Vedat Ünal, Genel Mali Sekreter Durmuş Düzgün, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri H.Hüseyin Yıldız, Toplu Sözleşme ve Mevzuat Sekreteri H.Hüseyin Gürbüz , Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Çümen, Hukuk Danışmanı Hatice Salman, Eğitim Müdürü Dr. Fikret Sazak ile Teknik Danışman Kenan Dikbıyık katıldı.

Komisyonda sendikamız adına değerlendirmeleri Genel Sekreter Vedat Ünal yaptı. Komisyona, maden facialarının yaşanmaması için alınması gereken önlemler ile genel düzenlemelerin yapılmasıyla ilgili sendikamızın öneri ve taleplerini anlatan Ünal, daha sonra komisyon üyelerinin sorularını yanıtladı.

Genel Sekreter Vedat Ünal tarafından komisyona sunulan rapor özet olarak şöyle:

TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI

Görüşlerimiz:

Soma Faciası nedeniyle gündeme gelen madencilik sektöründeki büyük sorun ve denetimsizliğin torba yasaya yamanarak alel acele düzeltilmesi mümkün değildir. Facia bahane edilerek taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamalarına hukuki kılıf biçilmektedir.

Mevcut sistem sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırmanın önünü açmaktadır. Torba yasayla Soma şehitlerinin aile ve yakınlarının haklarını güvence altına alan ve genel anlamda maden işçilerinin çalışma süreleri, yıllık izin süreleri ve emeklilik yaşları gibi bazı olumlu maddeler getirilmek istenmekle birlikte, bu olumlu maddelerin arkasına sığınılarak tüm çalışma hayatını taşeron cennetine çevirecek ve Soma da olduğu gibi temel nedeni taşeronlaştırma, özelleştirme ve niteliksiz ve yetersiz denetim olan yeni facialara sebep olacak bir çok madde yasalaştırılmak istenmektedir.

Soma katliamının böyle bir taşeron yasasının çıkarılması için paravan olarak kullanılması kabul edilemez. Maden şehitlerinin ve genel anlamda tüm madencilerin haklarını ve çalışma şartlarını, her seferinde 301 maden şehidi verilmesi şartı aranmadan kalıcı bir şekilde güvence altına alan kapsamlı bir Madencilik İş Kanunu acilen bu torba yasadan ayrılmalı ve tek başına çıkarılmalıdır.

Kamu tarafından yapılan alt işveren sözleşmelerine ait tüm idari, mali, cezai ve hukuki sorumlulukların yine Kamu tarafından üstlenilmesine rağmen alt işveren uygulamasına devam edilerek işletmelerin özel sektöre verilmesinin sosyal ve hukuki bir açıklaması bulunmamakta ve açıkça kamu kaynaklarının taşeron firmalara teslim edilmesidir.

Kamuya ait stratejik ve ekonomik öneme sahip madenlerin, termik santrallerin ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarının özelleştirilmesine ve taşeronlaştırılmasına derhal son verilmesi ve kamu mallarının işletilmesinin devlet eliyle yürütülmesi gerekmektedir. Mevcut yapı acilen ve köklü bir şekilde değiştirilmediği takdirde, tek amacı rödovans süresi içerisinde daha az maliyet daha fazla üretim yaklaşımıyla kar odaklı özel sektör işletmelerinde iş kazalarının aynı şekilde devam edeceği kesindir.

Torba yasa da taşeron işçilerinin mali haklarını güvence altına almaya yönelik gibi gösterilmeye çalışılsa da esas amacı özelleştirme ve taşeronlaşmanın önünün daha da açılması hedeflenmektedir.

TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI OLARAK, ÖZELLEŞTİRME VE TAŞERON POLİTİKALARINA, GÜVENCESİZ VE SENDİKASIZ ÇALIŞTIRMA UYGULAMALARINA, KISACASI BU KÖLELİK DÜZENİNE DERHAL SON VERİLMESİNİ VE BAŞTA MADEN İŞLETMELERİ OLMAK ÜZERE TÜM KAMUYA AİT İŞLETMELERİN TEK ÇATI ÜZERİNDEN DEVLET ELİYLE İŞLETİLMESİNİ İSTİYORUZ.

Talep ve Önerilerimiz:

Madencilikte ve özelliklede yer altı madenciliğinde tüm özelleştirme ve taşeron uygulamalarının sona erdirilmesi.

176 Sayılı Madenlerde Sağlık ve Güvenlik ILO Sözleşmesinin bir an önce imzalanması ve ulusal mevzuatın ILO normlarıyla uygun hale getirilmesi.

4857 sayılı İş Kanununun 2. Maddesiyle açık olarak belirlenen asıl iş kavramının ihale sözleşmeleri maddeleriyle çiğnenmesinin önüne geçilmesi.

Denetim mekanizmalarının tamamen özerk kurumlara devredilmesi ve teknik nezaretçilerin ücretlerinin denetledikleri işverenler tarafından değil bağımsız fonlardan ödenmesi.

İşçi sağlığı ve Güvenliği kurullarında yer alan işçi temsilcilerinin iş güvencesinin sağlanması.

Madencilik faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde, ilgili bakanlık tarafından uygulamalı eğitim ocaklarının açılması ve yeraltına girmeden önce tüm işçilerin bu merkezlerde eğitilmesi.

Maden İşyerleri bakımından Çalışma Bakanlığı iş müfettişleri,SGK iş müfettişleri ve Enerji Bakanlığı müfettişlerince, işyerleri bakımından tanzim edilen raporların bir suretinin, işyerinde örgütlü olan sendikaya da gönderilmesi.