ORTA ANADOLU ŞUBEMİZ GENEL KURULU YAPILDI
HABER / DUYURU

ORTA ANADOLU ŞUBEMİZ GENEL KURULU YAPILDI

Türkiye Maden İş Sendikası -

Orta Anadolu şubemizin genel kurulu 6 Nisan Pazar günü yapıldı. Genel Kurul sonunda yapılan seçimlerde Kazım Karakoç yeniden şube başkanlığına seçildi.

Genel Kurula sendikamız Genel Başkanı Nurettin Akçul, Genel Başkan Yardımcısı Mahir Yiğit, Genel Sekreter Vedat Ünal, Genel Mali Sekreter Durmuş Düzgün, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri H.Hüseyin Yıldız, Genel Toplu Sözleşme ve Mevzuat Sekreteri H.Hüseyin Gürbüz ve Genel Eğitim ve Araştırma Sekreteri Ahmet Çümen katılırken, şubelerden de Soma Şube Başkanı Tamer Küçükgençay, Tunçbilek Şube Başkanı Yusuf Yaman, Elbistan Şube Başkanı Adil Bölükbaşı ve Şube Sekreteri İlyas Kılınç, Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, Kütahya Şube Başkanı Ahmet Ateş ve Şube Başkan Vekili Bülent Aydın, Çeltek Şube Başkanı Gülahmet Güven, Kırka Şube Başkanı Yılmaz Ayrancı, Balıkesir Şube Başkanı Musa Engin, Bursa Şube Başkanı Hüseyin Ergen ve Divriği Şube Başkanı Zekeriya Gültekin katıldı.

Genel kurula konuk olarak Park Termik İdari ve Sosyal İşler Müdürü Adil Seçgin, Tes-İş Çayırhan Şube Başkanı Sinan Türkel ve Şube Sekreteri Aslan Lokumcu, MHP Beypazarı İlçe Başkanı Ahmet Uzunoğlu, İlçe Başkan Yardımcısı Adil Alamur, CHP Beypazarı İlçe Başkanı Ali Uysal ile Nallıhan İlçe Başkanı Alpay Eser, CHP ve MHP'nin Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri, Nallıhan Şoförler ve Otomobilciler Oda Başkanı Erdoğan Mutlu, Nallıhan Esnaf Kefalet Kooperatif Başkanı İrfan Yılmaz, Çayırhan Mahallesi Muhtarı Bilal Şerbetçi katıldı.

Genel kurulun açış konuşmasını Şube Kazım Karakoç yaptı.

Karakoç konuşmasında 'Sayın Genel Başkanım, Değerli Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Sayın Belediye Başkanımız, Şubelerimizin Değerli Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Bütün Değerli Konuklarımız, Şubemiz Genel Kurulunun Değerli Delegeleri,

Sizleri şahsım ve Orta Anadolu Şubemiz yönetim kurulu adına saygı ve sevgiyle selamlıyor, hoşgeldiniz diyorum.

Değerli Delegeler, Değerli Konuklar,

Şube yönetimi olarak 4 yıllık bir faaliyet dönemini geride bıraktık. Bu süre içerisinde çok acı bir kaybımız oldu. Dönemimiz içerisinde şube başkanımız, değerli insan Nurettin Kudu'yu elim bir trafik kazasında kaybettik. Bizlere büyük hizmetleri geçen Nurettin Kudu başkanımızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.

Değerli Delegeler,

Biliyorsunuz, Kudu başkanımızın vefatının ardından şube yönetimi olarak yeniden görev dağılımı yaptık. Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımın iradesiyle şube başkanlığı görevine getirildim. Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımla, sizleri en iyi şekilde temsil etme, hak ve çıkarlarınızı koruma, geliştirme görevini bütün gücümüzle, içtenliğimizle, sizlerden aldığımız destekle yerine getirme çabası içinde olduk. Sizlere layık olma, sizlere layık sendikal hizmet üretme çabamızda umarım ki bir nebze olsun başarılı olmuşuzdur.

Değerli Delege Arkadaşlarım,

Sendika fikri, ortak çıkarlar için birlikte, ortak hareket etmek, güçlü olmak istek ve amacının somut halidir. Sendikanın özü dayanışma, birleşmedir. Bu nedenle, sendika üyeleri arasında birlik ve dayanışma duygusu ne kadar güçlüyse, Ne kadar sendikaya sahip çıkma bilinci gelişmişse ve en önemlisi: Bu duygu ve bilinç sendikaya, şubeye, sendikacılara üyelerini temsil etmede ne kadar hayata geçirilebiliyorsa sendika, üyelerinin hak ve çıkarlarını savunmada o kadar güçlüdür. sBu ülkemizde de, dünyanın her yerinde de böyledir.

Şube yönetimi olarak, sendika olarak siz ne kadar çok bizimleyseniz, ne kadar çok birbirinizle dayanışma içindeyseniz biz sizleri temsilde o kadar güçlü oluruz. Sizlerin de bunun bilinci içinde olduğunu biliyor ve inanıyoruz.

Değerli Delegeler, Değerli Konuklar,

Sendikalar olarak işimiz hiçbir zaman kolay olmadı. Ama önümüzdeki dönemde gerçekten sendikalar ve işçiler olarak işimiz çok daha zor. Sendikal mücadele ile kazanılan bazı haklarımızı ortadan kaldırmaya veya kısmaya yönelik düzenlemeler gündemde. Kıdem tazminatı fonu başta olmak üzere esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması konusunda hazırlıklar var. Bizler, bir yandan haklarımızı geliştirmek için çalışırken, bir yandan da bu girişimlere karşı koyma mücadelesi içinde olacağız. Birlik ve dayanışmaya, dayanışma içinde hareket etmeye önümüzdeki dönemde işçiler olarak çok daha fazla ihtiyacımız var. Bu konuda şube yönetimi olarak biz üzerimize düşeni yapmada kararlıyız, inançlıyız.

İnşallah, Allah utandırmaz. Bu genel kurulumuzun birlik ve dayanışmamızı daha da güçlendireceğine inanıyorum. Genel kurulumuzun şubemiz, sendikamız ve işçi hareketi açısından hayırlı sonuçlar getirmesi temennimle saygılarımı sunuyorum.

Şube başkanının konuşmasının ardından Divan için bir önerge verildi. Önergede, Genel Başkan Nurettin Akçul divan başkanlığına, Genel Başkan Yardımcısı Mahir Yiğit divan başkan yardımcılığına, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri H.Hüseyin Yıldız ile Genel Toplu İş Sözleşmesi ve Mevzuat Sekreteri H.Hüseyin Gürbüz de divan k-acirc;tipliklerine seçildi.

Genel Başkan Nurettin Akçul genel kurulda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

'Değerli Delegeler,Değerli Konuklar,Sevgili arkadaşlar,

Ülkemiz bir seçim süreci yaşadı. Bu bir yerel seçimdi. Yaşadığımız bölgenin yerel yöneticilerini seçtik. İnşallah verecekleri hizmetlerle bizleri verdiğimiz oy nedeniyle mahcup ve pişman etmezler.

Sevgili arkadaşlarım,

Seçimler, demokratik rejimin temelidir. Seçimlerde oy kullanma ve oy sayımı konusundaki güvensizlikler, demokratik rejimi temelinden sarsar. Bu seçimlerde izliyoruz ki, sandıktan çıkan sonuca genel bir güvensizlik var. Partisini, muhalefetini, iktidarını birbirinden ayırmadan söylüyorum. Gerçekten bir güvensizlik var.

Bunu demokrasimizin bugünü ve geleceği açısından çok tehlikeli buluyorum. Vatandaş, kullandığı oyun adresine gitmediğine inanmıyorsa, sözün bittiği yere gelmişiz demektir. Bunun için, seçimlerde oy kullanma ve sayımda mutlaka ve mutlaka tam önlem alınmalı, bunun sistemi oluşturulmalıdır.Bunu sağlayacak olan da yürütme, yani iktidardır, denetleyen de yargıdır.

Sevgili arkadaşlar,

Bu bir yerel seçimdi. Ama, dışarıdan birisi seçim öncesi birkaç aylık döneme baksa ' genel seçim süreci' sanabilirdi. Gerçekten de sanki genel seçimler yapılıyor gibi kampanyalar yürütüldü. Söylemeden geçemeyeceğim. Bu seçimlerde bu yaşıma kadar şahit olmadığım olaylara şahit oldum. Bu seçim sürecinde siyasetin dilinin bu kadar sert, sivri ve bölücü olabileceğini gördüm. Bu dil, bu yaklaşım toplumu kamplara böldü, ortalığı karıştırdı, toza dumana boğdu. Sonuçta bunun bir yerel seçim süreci olduğu unutuldu, unutturuldu.

Benim gibi 1980 öncesini yaşamış olanlar da onaylayacaktır eminim.1980 ve öncesini bile aratan, gerginlik, ötekileştirme ve kamplaşma yaşadık.Bu süreç bizleri patlamaya, kavgaya hazır bireylere dönüştürdü. Seçim sonrası tufan anlayışıyla, gerginlik iyice tırmandırılmaya çalışıldı.

Sevgili konuklar

Bu ülke gerginlik politikalarından çok çekti. En çok da çeken, emeği ile geçinenler, işçiler, memurlar, köylüler oldu. Fatura bizlere çıkar. Biz gerginlik politikaları, ötekileştirme istemiyoruz.

Sevgili Arkadaşlar

Seçimler demokrasinin temeli ama, demokrasinin başka olmazsa olmazları da var. Güçler ayrılığı ilkesi hayati önemdedir. Yani yasama, yargı, yürütme birbirinden bağımsız olmalıdır. Hele ki Yargı, kesinlikle bağımsız olmalıdır. Yargı, bağımsız değilse o ülkede adalet yok demektir. Dördüncü kuvvet durumundaki basın , medya özgür olmalıdır. Basının, medyanın özgür olmadığı yerde toplum sağır ve bilgisiz olur. Demokrasi işlemez, gücü elinde bulunduranların keyfi davranışlarının önüne geçilemez. Demokrasi, demokrasi diyoruz. Çünkü, işçilerin yegane örgütü sendikalar da, demokrasi ile var olur. Gerçek demokrasi yoksa, sendikalar ya hiç olmaz, ya da şeklen var olurlar. 12 Eylül sürecini yaşayanlar bilir. Sendikaların bir kısmı kapatıldı. Kapatılmayanlar da, bir süre şeklen var göründü.

Toplu sözleşme yapılamadı, demokratik eylemlere izin verilmedi, tepki konulamadı, sendikal faaliyet yapılamadı. Kamuda bile işçi ücretleri asgari ücretin altına düştü. İşçi yoksullaştıkça yoksullaştı. Ne zaman ki, demokratik haklar kullanılmaya başlandı, sendikalar etkin hale geldi, ücretler yükseldi.Onun için bizler -lsquo; demokrasi bizim ekmeğimiz' diyoruz. Güçlüler, zenginler ve sermaye için demokrasi olmasa da olur. Ama ekonomik ve sosyal olarak zayıflar, emeği ile geçinenler ve işçiler için demokrasi mutlaka gereklidir. Onun için demokrasiye öncelikle biz işçiler, emeği ile geçinenler sahip çıkmalıyız.

Sevgili arkadaşlar, Demokrasi, sendikaların varlığı ve etkinliği için olmazsa olmazdır. Ama güçlü bir sendika için başka şeyler de gerekli.

Değerli Arkadaşlar,

Güçlü sendika için bir sürü şey sayabiliriz. Ama güçlü sendika olabilmenin ilk koşulu, üyelerinin tek ses, tek yumruk olabilmesidir. Sendika kim dendiğinde, bütün üyeleri -lsquo;ben' diyebilen sendikadır. Bütün farklılıkları, işçi kimliğinde eritebilen üyelerin olduğu sendikadır. Siz işçiler! arkasında duruyorsanız, bunu işverene, dosta, düşmana gösteriyorsanız, o sendika güçlüdür.

Değerli Arkadaşlar,

Güçlü sendikacı yoktur. Gücü arkasına, işçinin gücünü arkasına alan sendikacı vardır. Sendikacıyı işçi güçlü yapar. Ya da, çok zayıf, boyun eğen yapar. Bunu aslında biliriz ama gereğini nedense her zaman yapmayız. Şunu da sürekli hatırlamamızda yarar var: Sendika güçlüyse, işçi de işyerinde güçlüdür. Çünkü sendika işçidir, işçi sendikadır.Sizler sendikanızın, şubenizin, sendikacınızın yanında arkasında durmazsanız, sendikanız da sizin çıkarlarınızın, haklarınızın arkasında duramaz.

Değerli Arkadaşlar,

Ne yazık ki, sendika deyince çoğu işçinin aklına sadece ücret geliyor. Bunda biz sendikaların son yıllarda, sendikacılığı ücret sendikacılığına sıkıştırmamızın etkisi büyük. İşçi de sendikayı sadece toplu sözleşme, toplu sözleşmeyi de sadece ücreti düzenleyen bir belge olarak görmeye başladı. Bu anlayış sendikaların hem gücünü hem de etkisini azalttı. Zaten sadece ücret sendikacılığı yaparak ücretler artırılamaz. Belki görmüyoruz ama sendika, sadece ücret değildir. Sendika, sağlıklı ve güvenli iş ortamının da güvencesidir. Sendika, işyerinde huzur ve barış demektir.

Değerli Arkadaşlar,

Hep tekrarladığım bir şey var:Burada da tekrarlamak istiyorum: Toplu iş sözleşmelerini, bir işçinin başka işçinin üzerine basmasına gerek bırakmadan hak almasını sağlayan araçlar olarak görüyorum. Toplu iş sözleşmesi, işçinin; onurunu gururunu zedelemeden, güç birliği ile hakkını almasıdır. Toplu iş sözleşmesi, topluluğun hakkını, mümkün olan en yüksek düzeyde kollayan, topluluğun eşit haklardan yararlanmasını sağlayan en iyi sistemdir. Gerçekten önümüzde güzel bir tablo,güzel bir gelecek görünmüyor. Tetikte, hazır olmamızı gerektiren girişimler var. Kıdem tazminatı fonu meselesi var. Kıdem tazminatını yarı yarıya düşüren, etkisizleştiren bir girişim. Kiralık işçilik meselesi var. İşçiyi kiralayacak özel istihdam bürosu adı verilmiş, işçi simsarlığı kurumu sorunu var. Esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması var. Taşeronu yaygınlaştırma girişimi var.

Değerli Arkadaşlar,

Bu nedenle, bugün her zamankinden daha çok sendikalara, örgütlü mücadeleye ve aktif üyelere ihtiyacımız var.Bunu öylesine, bilinen bir söz olarak söylemiyorum.

Çünkü sendika, işçilerin birliğinin ve dayanışmasının kurumlaşmış, ete kemiğe bürünmüş halidir. Bu nedenle sendikal örgütlülüğümüzü tüm işyerlerinde, tüm Türkiye'de daha da arttırmak ve geliştirmek zorundayız. Unutmayalım ki, kendi örgütlülüğümüzü geliştirmezsek, kendi programlarımızı yapamazsak başkalarının programlarına tabii oluruz.

Kim başa gelirse gelsin, biz örgütlü toplum olarak kendi programımızı yapacak güce erişmezsek sonuç değişmeyecek.Genel Kurulumuzun şubemize, sendikamıza, sendikacılık hareketine hayırlı sonuçlar getirmesi temennilerimle, hepinize saygılar sunuyorum. Allah'a emanet olun.

Saygılarımla.

Akçul'un konuşmasının ardından Genel Kurul gündemi okundu ve oylandı. Gündemin oy birliği ile kabul edilmesinin ardından saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı okundu. Zorunlu organlara adaylık başvurularının alınmasının ve oy pusulalarının düzenlenmesinin ardından, genel kurula katılan konukların adları okundu.

Şube yönetimin çalışmalarının ibrasının ardından Divan Başkanı Genel Başkan Nurettin Akçul, divan olarak görevlerini seçim kuruluna devrettiklerin belirterek, genel kurulun bu bölümünü kapattı.

Genel kurul sonunda yapılan seçimlerde Kazım Karakoç şube başkanlığına, Serkan İşçi şube başkan vekilliğine, Yavuz Özdoğan şube sekreterliğine, Kurtuluş Salmanoğlu şube mali sekreterliğine, Yılmaz Güney şube teşkilatlandırma sekreterliğine tekrar seçildi.