KANGAL'DA İŞİMİZİ İSTİYORUZ EYLEMİ
HABER / DUYURU

KANGAL'DA İŞİMİZİ İSTİYORUZ EYLEMİ

Türkiye Maden İş Sendikası -

Divriği şubemizin örgütlülük alanındaki, Kangal/Sivas'ta kurulu Kangal Kömür İşletmesinin işveren/işletmeci değiştirmesinin ardından yeniden işbaşı yaptırılmayan işçiler, yeniden iş başı yapma taleplerini dile getiren ve işyerini devralan Çelikler Holding'in sendikaya ve sendikalı işçileri yapıcı olmayan yaklaşımını protesto eden bir eylem gerçekleştirdiler. Sendikamız Genel Merkez Yönetiminden Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Hasan Hüseyin Yıldız'ın da katıldığı eyleme, Divriği şubemiz başkanı Zekeriya Gültekin, şube yöneticileri, Kangal İşletmesi'nde çalışan ve henüz işbaşı yaptırılmayan sendikamız üyesi maden işçileri katıldı. Eylemden önce İşçiler sendikamızın Kangal Temsilcilik odasında toplandılar. Buradan araçlarla Kangal'ın dışında kurulu olan işletmenin ünündeki alana gittiler. İşçiler açtıkları pankart ve attıkları sloganlarla işletmede yeniden işbaşı yapma taleplerini dile getirdiler. İşbaşı yaptırılmayan işçilerin eylemine ocakta çalışan işçiler de işi durdurarak katıldılar. Divriği şube başkanı Zekeriya Gültekin yaptığı konuşmada sendika hakkının, dünyanın bütün demokratik ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de, uluslar arası temel sözleşmeler, Anayasa ve ilgili yasalarla sağlanmış en temel demokratik haklardan birisi olduğunu belirterek işverenler, işçilerinin sendikaya üye olma, sendikalı, toplu iş sözleşmeli bir düzende çalışma hakkını, isteğini saygıyla karşılamadırlar. Eğer, hukuk devleti ilkesini kabul ediyorlarsa, eğer, demokrasiyi tanıyorlarsa, demokratik haklara saygı gösteriyorlar, demokratik hakları düzenleyen yasalara saygı gösteriyorlarsa işçilerin sendikalaşma hakkına saygı göstermelidirler dedi. Gültekin, Çelikler işverenin işçilere yeniden işbaşı yaptırmamasını ve sendikayı demokratik olgunlukla, saygıyla karşılamamasının yanlış bir tutum olduğunu belirterek biz sendika olarak bu sorunun yapıcı bir diyalogla çözülmesi için bütün çabamızı ortaya koyduk. Ama ne yazık ki, bu yapıcı yaklaşımımıza işverenden olumlu bir yaklaşımı bugüne kadar göremedik dedi. Gültekin sabırları azalsa da, sendika olarak bu yapıcı, sorunu diyalogla çözme yaklaşımını iyi niyetle bir süre daha devam ettireceklerini belirterek biz sermaye düşmanı değiliz. Biz bu işletme burada çalışsın, ülkemize, bölgeye katma değer üretsin, istihdam yaratsın istiyoruz. Biz bu işyerinde huzurlu, barış içinde verimliliğin sağlandığı bir işyeri ortama istiyoruz. Burası bizim memleketimiz, bu ocakların üzerinde bizlerin geçimini sağlayan bahçelerimiz, tarlalarımız vardı. Yirmi yıla yakın bir süre bu işyerinde işçiler sendikalı, toplu iş sözleşmeli çalışma düzeninde huzurlu biçimde çalıştı, üretim yaptı. Biz sendika olarak yaşananlara seyirci kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız. Biz burada yıllarca huzur içinde, verimli üretim yapan işçilerimizin yeniden işbaşı yapmalarını, sendikalı, toplu iş sözleşmeli çalışma düzeninin sürmesini istiyoruz. Geçmişte bu işyerinde sendika vardı, yarında var olacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bölge halkı süreci sabırsızlıkla bekliyor. İşçilerin yeniden geçmişte olduğu gibi, huzurlu bir ç alışma ortamında sendikalı olarak işlerinin başlarına dönmelerini bekliyor. Bu beklenti bölge halkının en doğal hakkıdır. Diliyorum ki, bir daha buraya böyle topluca gelmemize gerek kalmaz, işçilerimiz işbaşı yapar, işveren demokratik hakkın kullanımına demokratik olgunluk ve saygıyla yaklaşır. Biliyoruz ki, bir daha buraya talebimizi yinelemeye gelmek durumunda kalırsak, bölge halkı da bizimle buraya gelecektir dedi. Eylemde Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Hasan Hüseyin Yıldız da bir konuşma yaptı. Yıldız, Türkiye Maden İşçileri Sendikası yönetim kurulunun selamını ve başarı dileklerini işçilere getirdiğini belirterek şöyle dedi: Biz sendika olarak her zaman işçilerimizin bu mücadelesinin yanında olacağız. Şube başkanımızın da belirttiği gibi, genel merkez yönetimi olarak şubemiz ile birlikte, bu sorunun diyalogla barış içinde çözüme kavuşturulması için her türlü girişimde bulunduk. Gerçekten çok yapıcı bir yaklaşım ortaya koyduk. Ne yazık ki bugüne kadar işverenden somut bir sonuç sağlayacak birim yapıcı yaklaşımı göremedik. Bu işletme bu bölge halkının gerçekten bağının, tarlasının, bahçesinin üzerinde hayat bulmuştur. Bu bölge halkının yaşam biçimini şu ya da bu biçimde değiştirmiş etkilemiştir. Bu bölge halkı cefasını çektiği işyerinin sefasını sürmek değil, iş sahibi olarak ekmeğini kazanmak istemiştir. Geçmişte bu sağlanmıştır. İşçiler, sendikalı olarak huzur içinde üretim yapmışlar, bölge insanı bu işletmeyle barış içinde yaşamış, işletmeye sahip de çıkmıştır. Bugün işveren değişikliği ile eskiden bu işyerinde çalışan arkadaşlarımız yeniden işbaşı yaptırılmamıştır. Hem de tüm girişimlerimize karşın yapılmamıştır, sendikalaşma gibi en temel demokratik hakka demokratik bir olgunlukla yaklaşılmamıştır. Bugün burada işverene, talebimizi, hep birlikte yüksek sesle bir kez daha seslenmek istedik. Umuyoruz ve diliyoruz ki, işveren sesimizi bu kez duyar. Haklı talebimize kulak verir. Biz yine de yapıcı yaklaşımımızı devam ettireceğiz. Ama mücadelemizi de sürdüreceğiz. Mücadelemizin başarıya ulaşacağından kuşkumuz yoktur.