'İş Sağlığı ve Güvenliği' Seminerinin İkincisini Kütahya'da Düzenledik
HABER / DUYURU

'İş Sağlığı ve Güvenliği' Seminerinin İkincisini Kütahya'da Düzenledik

Türkiye Maden İş Sendikası -

Sendikamız, “İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu Yönetici ve Temsilci Eğitim Seminerlerinin ikincisini 26-27 Ekim 2016 tarihleri arasında Kütahya’da gerçekleştirdi.

Kütahya Harlek otelde düzenlenen seminere 5 şubemizin şube başkanları ve yöneticileri ile bu şubelerin iş yeri baş temsilcileri ve işyeri temsilcileri katıldı.

Seminere sendikamız genel merkezinden Genel Sekreter Tamer Küçükgençay, Genel Mali Sekreter Zekeriya Aydın, Genel Teşkilatlanma Sekreteri Yasin Karatay, Genel TİS ve Mevzuat Sekreteri H. Hüseyin Gürbüz, Genel Eğitim ve Araş. Sekreteri Ahmet Çümen katılırken, Kütahya Şube Başkanı Bülent Aydın ve Yönetim Kurulu, Hisarcık Şube Başkanı Abdullah Yeşilyurt ve Yönetim Kurulu, Kırka Şube Başkanı Yılmaz Ayrancı ve Yönetim Kurulu, Batı Anadolu Şube Başkanı Yusuf Yaman ve Yönetim Kurulu, Orta Anadolu Şube Yönetim Kurulu üyeleri de seminerde hazır bulundu. Seminere bu şubelerimizin işyeri temsilcileri tam katılım sağladı.

İki gün süren seminerin ilk gününde saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından sendikamız Genel Sekreteri Tamer Küçükgençay açılış konuşması yaptı. Küçükgençay konuşmasında şunları söyledi:

“Değerli yönetim kurulu, şube başkan ve şube yönetim kurulu arkadaşlarım, Maden-İş’in değerli baştemsilci ve temsilcileri, sayın hocalarım, değerli eğitim servisi çalışanları:

Sendikamızın düzenlemiş olduğu eğitim seminerine hoş geldiniz. Öncelikle evine ekmek götürmek için yerin yüzlerce metre altında çalışırken yaşamını yitirmiş bütün maden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Değerli arkadaşlarım,
Ülkemiz zor günler geçirdi ve geçirmeye devam ediyor. 15 Temmuz gecesi hafızalarımıza kazındı. Bu darbe girişiminde bulunanlara karşı bütün teşkilatımızla beraber bizler de dur dedik.
15 Temmuz gecesi Maden-İş teşkilatı olarak şube başkanlarıyla, yöneticileriyle ve bütün üyelerimizle birlikte meydanlardaydık. Demokrasimize sahip çıktık. FETÖ gibi alçak bir terör örgütünün kalkışmasına set olduk. Ben buradan bütün Maden-İş camiasına korkusuzca dik durdukları için teşekkür ediyorum. Bu darbecilere karşı verilen mücadelede hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, ülkemize de başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar,
Ülkemiz bu darbe girişiminin yaralarını sararken bulunduğumuz yerden baktığımızda çalışma hayatına dair sorunlarımızın arttığını görüyoruz.
Taşeronda çalışan arkadaşlarımıza verilen sözlerin hiç biri yerine getirilmedi. Bu arkadaşların kadroları hemen verilmeli, TİS hakkı tanınmalı ve sendikaya üyelik yolu açılmalıdır.
Modern kölelik diye adlandırdığımız güvencesizliğin, esnekliğin, sınırsız emek sömürüsünün ve emeği köleleştirmenin en temel uygulaması olan taşerona bir de istihdam büroları eklendi. İşçi simsarlığı olarak nitelendirdiğimiz özel istihdam büroları aracılığıyla kiralık işçilik uygulamaları başladı.
Kıdem tazminatı sürekli olarak gündeme getiriliyor. Kıdem tazminatı fonu oluşturmakla kıdem tazminatı ile işverenin bağı ortadan kaldırılmak isteniyor. Böylece kıdem tazminatının işçiye sağladığı kısmi iş güvencesi başta olmak üzere bir çok avantaj ortadan kaldırılmak isteniyor. Buradan şunu söylemek istiyorum. İşçilerin kıdem tazminatı sorunu yoktur. İşverenler, kıdem tazminatını sorun olarak görmekte ve işçinin sorunu varmış gibi algılatıp kıdem tazminatı yükünden kurtulmak istemektedir.

Değerli arkadaşlar,
Teşkilatımızda örgütlenme çalışmaları devam etmektedir. Ama bizim işkolumuza baktığımızda sektörde çalışan işçi sayısı 150 bin civarında iken, bizim örgütlendiğimiz işçi sayısı 25 bin civarındadır.
Bu da gösteriyor ki örgütlenme mücadelesine ağırlık vermemiz gerekiyor. Yasaların işveren lehine olduğunu biliyoruz. Örgütlenme çalışmalarında sendikaya üye olan arkadaşlarımız işten atılıyor veya işveren örgütlenmeye itiraz ediyor. Açılan davalar en az iki yıl sürüyor. Bu zorluklara rağmen madencilik işkolunda çalışan işçi kardeşlerimizi sendikalı olmaya davet etmeye devam etmeliyiz.

Madenler genelde bulundukları ilin ya da ilçenin dışında bulunuyor. Bu durumu işverenler bir fırsat gibi görüyor madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliğinden yoksun, acımasız bir çalışma ortamı oluşturuyorlar. Maden işyerlerinde ve aslında bütün işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının sağlanması için yerinde ve sürekli denetimi sağlayacak, işletecek olan sendikal örgütlülüğün sağlanması gerekmektedir.
Bunun için sendika olarak işkolumuzdaki maden işyerlerini sendikal örgütlülüğümüz altına almaya çalışmalıyız. Bu konuya genel merkez ve şubeler olarak gerekli önemi vermeliyiz. Sendikacılık hareketine katılan her yeni üye ve örgütlülük altına alınan her yeni işyeri, işyerindeki şubeyi, temsilciyi, işçiyi daha güçlü yapmaktadır. Bu nedenle sadece şube yöneticilerinin değil sadece temsilcilerin değil, her üyenin, sendikalı olmayan işçilerin sendikaya üye olması için çalışması gerekiyor.

Değerli arkadaşlar,
Unutmayalım ki güçlü sendika; sağlıklı,güvenli iş ortamı, emeğin karşılığı olan ücret, kısaca insanca çalışma insanca yaşama demektir.

Değerli katılımcılar,
Maden işkolunda eğitim çok önemli bir yere sahiptir. Özellikle işçi sağlığı ve iş güvenliği konularının bilinmesi ve uygulanması, her işyerinin öncelikli görevidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin yetersiz ve zamanında uygulanmamasının sonucunu hep beraber yaşadığımız kazalarda gördük. Arkadaşlarımız bu kazalar sonucu şehit oldu. Bu kazalar hiç olmayacak seviyelere çekilebilir. İş kazası sonrasında ödenen bedelin yüzde 10’u iş güvenliğine ayrılsa bu kazalar olmayacak. Ayrıca hiçbir maddiyat insan canından daha önemli değildir. Çalıştırdığı işçinin can güvenliğini korumak güvenli ve sağlıklı çalışma ortamı sağlamak işverenin en önemli görevidir.
Tam bu noktada şunu söylemeden geçemeyeceğim. “Bir insanı yaşatmak için çalıştırıyorsan, neden çalıştırırken öldürüyorsun”

Değerli arkadaşlar,
İşyerimizde işverenler işçi sağlığı ve güvenliği kurallarını tam olarak uygulayabilir. Bunda sorun yok. Ancak işyeri temsilcileri olarak bizim görevimiz bu kurallara uyulmaması durumunda ve çalışma koşulları ile ilgili olarak işçi kardeşlerimizden gelen olumsuz bildirileri yetkililere iletmektir.

Değerli konuklar,
Bugün burada çok değerli hocalarımız var. Çalışma hayatına dair çeşitli konularda sunum yapacaklar. Hocalarımızı iyi dinleyip karşılıklı iletişimle aklınıza takılan sorularınızı yönelterek verilen eğitimin pekişmesini sağlayalım.
Dileğimiz buradan edindiğiniz bilgigözlem ve duygularınızı işyerinize döndüğünüz zaman arkadaşlarınızla paylaşmanızdır.
Buradan bu eğitim seminerinin hazırlanmasında başta eğitim servisimize, eğitim servisi çalışanlarımıza, hocalarımıza, genel merkez yönetim kurulu arkadaşlarımıza sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Sizlere de kazasız, belasız bir çalışma, huzurlu ve mutlu bir yaşam diliyorum”.

Açılış konuşmasının ardından seminere geçildi. Seminerde konuşmacı olarak, Maden Mühendisi ve Emekli Baş İş Müfettişi Adnan İnem, Dr. Buhara Önal, Türk-İş Sosyal Güvenlik Uzmanı Barış İyiaydın yer aldı.

İlk gün seminerin öğleden önceki bölümünde Adnan İnem “Maden İşlerinde İş Kazalarının Nedenleri ve Önleyici Tedbirler” konusunda bir konuşma yaptı. Öğleden sonra Dr. Buhara Önal “Madencilik Sektöründe Meslek Hastalıkları” konulu bir sunum yaptı.

Seminerin ikinci gününde Türk-İş Sosyal Güvenlik Uzmanı Barış İyiaydın, “Maden İşçilerinin Haklarında Yapılan Değişiklikler ve Emeklilik Koşulları” ve “Genel Sağlık Sigortası” konulu sunumlarını yaptı.

Seminerin sonunda Genel Eğitim ve Arş. Sekreteri Ahmet Çümen katılımcılara teşekkür ederek sendikal eğitimlerin devam edeceğini söyledi. Programın sonunda katılımcılara sertifikaları verildi.