BİZ SENDİKA OLARAK ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI OLDUK VE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!
BASIN AÇIKLAMASI

BİZ SENDİKA OLARAK ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI OLDUK VE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!

Türkiye Maden İş Sendikası -

SENDİKAMIZ GENEL BAŞKANI NURETTİN AKÇUL ÖZELLEŞTİRME KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMLARINA
AÇIKLIK GETİRDİ:

BİZ SENDİKA OLARAK ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI OLDUK VE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!

BİZİM KARŞI OLMADIĞIMIZ ÖZEL SEKTÖRÜN KAMU TARAFINDAN İŞLETİLMEYEN SAHALARA YATIRIMI VE BU SAHALARDA ÜRETİM YAPMASIDIR.


Sendikamız Genel Başkanı Nurettin AKÇUL Biz Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak kamu işletmelerinin özel sektöre devri/satışı anlamına gelen özelleştirmelere hep karşı olduk ve olmaya devam edeceğiz. Biz özel sektörün kamunun küçültülmesi veya özelleştirilmesi/devri/satışı çerçevesinde büyümesinin yanında olmadık ve olmayız. Biz, madencilik sektörüne özgü olarak, kamunun hali hazırda işletmediği maden sahalarının özel sektöre açılarak, bu sektördeki üretim ve istihdam kapasitesinin artırılması doğrultusundaki girişimlere olumlu yaklaşıyor ve destekliyoruz. Ama bir kez daha altını kalın biçimde çizerek söylemek istiyorum: Biz, madencilik sektöründe kamu girişimciliğinin her zaman güçlendirilerek var olmasından yana olduk ve kamu işletmelerine yatırım yapılması, personel alınması için sürekli bir çaba içinde olduk. Özelleştirme girişimlerine de karşı çıktık ve çıkmaya da devam edeceğiz. Çünkü madencilik ve enerji sektöründe kamu sadece denetici, yönlendirici değil, bir fiil girişimci, işletmesi olarak varolmalı, tükenir nitelikteki bu kaynaklar üzerinde kamu/devlet insiyatifi devam etmelidir.

Afşin/Elbistan bölgesi ülkemiz linyit rezervlerinin neredeyse yarısına sahip bir havzasıdır. Ülkemiz, dünyada enerji talebi en hızlı artan ülkelerden birisi konumundadır. Ne yazık ki bu talep bugün büyük ölçüde, yerli enerji kaynakları ve yenilenebilir enerji kaynakları yeterince devreye sokulamadığı için başta doğalgaz olmak üzere ithal kaynaklardan karşılanmakta, bu da hem ülkemizin enerjide dışa bağımlığını artırmakta, hem ithalatını, dolayısıyla cari açığını büyütmektedir. Bu nedenle yerli kaynakların ve özellikle yaklaşık mevcut tespitlerle en az 150 yıl yetecek olan linyit kaynaklarının elektrik üretiminde hızla devreye sokulması çok büyük önem taşımaktadır. Kaldı ki, yerli payını büyütmek salt ithalatı, cari açığı, bağımlılığı azaltmayacak, ulusal düzeyde büyük istihdam ve katma değer de yaratacaktır.

Bu çerçevede, başta Elbistan-Afşin havzası olmak üzere, ülkemizde kamunun halihazırda işletmediği/işletemediği, bakir linyit sahalarının bu sektöre uzun vadeli, güçlü yatırımlar yapmayı hedefleyen, işletme deneyim ve birikimi olan, kısa vadeli kar hedefi ile hareket etmeyen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda hassasiyete sahip girişimcilerin yatırım yapmasını, kömür üretmesini ve termik santrallar kurmasına da olumlu yaklaşıyoruz. Çünkü özellikle bu bölgenin yerli enerji kaynağı potansiyelinin enerji sektörümüze, bölge ve ülke ekonomimize kazandırılmasını istiyoruz.